Peder Herman, altı yaşındaki çocuğun başına gelen acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalmış. | Open Subtitles | ولكن بعد فترة كان على الاب هيرمان ان يتعامل مع مصير صعب لقد مرض الولد ذو الست سنوات |
altı yaşındaki Nicky alevler içindeki arabadan ailesini çıkarmayı başardı ama artık çok geçti, ve Nicky, bugün olduğu gibi yine bir başına kaldı. | Open Subtitles | وقع حادث سير. تمكّن "نيكي" ذو الست سنوات من سحب والديه من السيارة المحترقة، ولكن كان قد فات الأوان. |
benim altı yaşındaki kızım bu toplantıyı yapar. | Open Subtitles | ابني ذو الست سنوات يستطيع حجز هذا الموعد! |
altı yaşındaki oğlum bile senden daha iyi ateş eder. | Open Subtitles | حتى إبني ذو الست سنوات يجيد التصويب عنك |
Benim altı yaşındaki oğlum bile ondan daha anlayışlı. | Open Subtitles | طفلي ذو الست سنوات لديه إحساس أكثر منه |
Veg-Ta-Bills'i altı yaşındaki oğlumla izliyorum. | Open Subtitles | أشاهد برنامج (فيج-تا-بيلز) مع إبني ذو الست سنوات. |