"ذيلها" - Traduction Arabe en Turc

    • kuyruğunu
        
    • kuyruk
        
    • kuyruğu
        
    • kuyruğunun
        
    • kuyruğundaki
        
    • Kuyruğuyla
        
    Fakat bu bakışın muhatabı oyun pozisyonu almış dişi bir kurt köpeği, kuyruğunu sallıyor. TED لكن على الجانب الآخر من تلك النظرة المفترسة هناك أنثى كلب الاسكيمو في هيئة لعب تهز ذيلها.
    Evet bilirsin, bir kertenkele kuyruğunu kaybederse tekrar büyür. Open Subtitles فعندما تفقد السحلية ذيلها فإنه ينمو من الخلف
    Yani kuyruğunu havaya kaldırıcaksın ve hemen orda göreceğin bölgeye kremi süreceksin. Open Subtitles إذن ستقوم برفع ذيلها وتضع الخلطة مباشرة في قاعدة الذيل
    Gri balinalar 4.5 tonluk katil balinaları tehdit hissettiklerinde bir kuyruk darbesiyle öldürebilir. Open Subtitles لان الحيتان الرمادية قد تقتل حيتانا ضخمة بضربة من ذيلها ان شعرت بالخطر
    kuyruğu kiklop benzeri göz küresinde son buluyor, 1986 terörist kartlarından yapılmış. TED وينتهي ذيلها بعين منفردة مصنوعة من 1986 بطاقة إرهابي
    Bir de kremi var, onu da kuyruğunun altındaki enfeksiyon için sürmen gerekecek. Open Subtitles و هناك كريم فطري لان لديها ذلك المرض تحت ذيلها
    Dediklerine göre altı hafta sonra kuyruğunu %90 hareket ettirmeye başlayabilecekmiş. Open Subtitles أخبروني أنها ستكون قادره على تحريك ذيلها بنسبة 90 بالمئة بعد 6 أسابيع فقط
    Çatının küçük bir parçasını kaldırdım, ve oradaydı. kuyruğunu sallıyordu. Open Subtitles قمت برفع قطعة السطح هذه وكانت متواجدة أسفله، فقط تهز ذيلها
    kuyruğunu sıcak kanla ısıtıyor ve yılana gözdağı vermek için sallıyor. Open Subtitles ترفع من حرارة ذيلها بالدم الساخن التلويح به إلى الأفعى يشكل تهديدا
    kuyruğunu sertçe yere vurarak denizin dibini karıştırıyor. Open Subtitles بضرب ذيلها للأسفل بقوة، فإن هذه الدولفين قارورة الأنف تعكر قاع البحر.
    Kas gücü kuyruğunu havada tutmasının mümkün olması gerekirse onu, bir silah olarak kullanabilmesi anlamına da geliyordu. Open Subtitles قوة العضلات التي أمسكت ذيلها عن الوقوع على الأرض عنت أنها تستطيع إذا لزم الأمر، أن تستخدمه كسلاح
    Diğer hikaye bir yılanın kendi kuyruğunu kovalaması gibi. Open Subtitles هذه قصه أخرى إنها سيصبح مثل الثعبان التي تطارد ذيلها
    Kavrayıcı kuyruğunu beşinci bir uzuv gibi kullanıyor böylece de bir ağaca tırmanan bir maymun kadar çevik olabiliyor. Open Subtitles ذيلها القابض يعمل كأنه طرف خامس لذلك هي رشيقة كالقرد يتسلق الأشجار
    Uzaktan kumanda kuyruk ünitesi varmış, ayrılıp ateşlenmiş. Open Subtitles كانت الطائرة تحمل وحدة من ذيلها انفصلت واشتعلت
    Takma kafana. Bu yaştan sonra kuyruk sallayacağı kimse yok zaten. Open Subtitles لا تقلق, فتاه كبيره مثلها لن تحتاج ان تهز ذيلها هذه الايام.
    Kanat ve kuyruk tasarımı her yöne uçabilmesine olanak sağlıyor. Open Subtitles تصميم ذيلها وجناحها يسمح لها بالطيران في أيّ اتجاه.
    kuyruğu kıvırma bir davettir ve bir saniye içinde çiftleşiyorlar. Open Subtitles تدوير ذيلها هو دعوة، وبجزء من الثانية يتزاوجان
    Endişelenme, muhtemelen boğazına karides kuyruğu takılmıştır. Open Subtitles لا تقل ، على الارجح ربما اكل قريدس وعلق ذيلها في حنجرته
    Her neyse, kuyruğu volkanın arkasında alev alıyor. TED ويحترق ذيلها بالنار من وراء البركان
    kuyruğunun tamamını kaybedip hayatta kalan bir yunus görülmemiş. Open Subtitles ليس هناك دلافين تفقد ذيلها باكملها وتنجو
    Ve kabarmış kuyruğundaki çıngıraklı yılan kokusu yılanın gözünü korkutuyor. Open Subtitles ورائحة الثعبان المنبعثة من ذيلها ترعب الأفعى
    İnan bana Omega Chi'ler biraları ardarda deviren ve Kuyruğuyla gösteriş yapan bir kız aramıyor. Open Subtitles ثقي بي، الأوميغا كاي لا تبحث على فتاة التي تشرب البيرةَ بشراهة وتعْرضُ ذيلها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus