kafalarında bir kovayla, yeni düz ekran televizyonunun içine girmişler. | Open Subtitles | يحصلون على دلو على رأسهم و يتجهون باتجاه شاشة التلفاز المسطحة الجديدة |
Çocuklarla ve kafalarında şekerlemelerle olan kısım bu mu? | Open Subtitles | الجزء الخاص بالاطفال و الخوخ و السكر ؟ تلعب فى رأسهم |
Sabahın 4'ü olduğunda kafalarını tutarsın çünkü minik boyunları çok-- | Open Subtitles | برابع يوم من ولادتهم، يجب أن تمسكي رأسهم هكذا. لأنرقابهمالصغيرةتكونصعيفة،مثل.. |
biz burada kalalım...ve onları aşağıda mahsur bırakalım ...ve yukarı gelirlerse teker teker kafalarını koparalım. | Open Subtitles | ونتركهم محبوسين بالخارج لما لا نفجر رأسهم واحد تلو الآخر |
Yakalanan birisi olursa kafası lahanayla kaynatılır ve kulak memeleri kafasının etrafında gerdirilir. | Open Subtitles | أى شخص يقبض عليه سوف توضع رأسه فى الماء المغلى وسوف تمتد أذنهم حول رأسهم |
Kafalarına taşla vurup hafıza kaybına uğramalarını mı umuyorsun? | Open Subtitles | ستضربهم على رأسهم بحجر أملاً أن يصابوا بفقدان الذاكرة؟ |
kafalarının arkasından, insafsız ve duygusuz mermilerle, tıpkı oğlumu öldürdükleri gibi. | Open Subtitles | بلا رحمةٍ, وبطلقاتٍ خلف رأسهم ,مثل الطريقةِ التي قتلوا بها ابني |
Ömrünün yarısını kafalarında geçirince bunu çok iyi anlıyorsun. | Open Subtitles | ستقضي نصف عمرك في رأسهم وبعدها سيصبح كل شيء واضحاً |
Duyduğum kadarıyla adamlar buraya ceplerinde altın, kafalarında da sırlarla gelip yükleri hafiflemiş halde geri dönerlermiş. | Open Subtitles | سمعت أنه يوجد مكان حيث يأتي الرجال ومعهم نقود بجيبوهم، وأسرار في رأسهم ثم يغادرون بدون الاثنين. |
Eğer kafalarında bir kurşunla çölde bulurlarsa onları belki de pek temiz bir yanlış anlama olmaz. | Open Subtitles | لو عثروا عليهم مقتولين في الصحراء وهنالك رصاصة في رأسهم من الممكن انه ليس التضليل الافضل |
kafalarında hep bunu kuruyorlar. | Open Subtitles | أنه كل ما يدور فى رأسهم على أية حال |
Onların çoğu da kendilerini kafalarında kurşunla çölde buluyor. | Open Subtitles | والعديد من هؤلاء الاشخاص,ينتهي بهم المطاف برصاصه في رأسهم "في "موهافي هذه هي كل الحقيقه |
Haberleri bir çayır köpeği ailesiyle sunsaydı, ve ne zaman üzücü bir şeyler söylese, çayır köpekleri endişeli bir şekilde kafalarını kaldırsaydı. | Open Subtitles | لو قام بعرض الأخبار مع مجموعة من كلاب البراري وعندما يقول شيئاً حزيناً يخفضون رأسهم بحزن |
Onları öldürmenin tek yolu kafalarını kesmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لقتلهم هي بواسطة قطع رأسهم. |
Ağaca tırmanmaya başladıklarında, düşüp kafalarını yarmasınlar diye dua ediyoruz. | Open Subtitles | بداو تسلق الاشجار وبدأتى تدعي ألا يسقطوا ويصيبوا رأسهم |
Sonra da biri kafasının üstüne poşet yerleştirir. | Open Subtitles | ويجعلون شخصاً يضع كيساً على رأسهم |
Vampirlerin kafasının kopması gerekiyor. | Open Subtitles | مع مصاصي الدماء يجب أن يتدحرج رأسهم |
Kafalarına şimdi sıksan umrumda olmaz. | Open Subtitles | انا لا أهتم بهذا, بإمكانك وضع رصاصة فى رأسهم الأن. |
Ben lastiklerine nişan alın dediğimde Kafalarına ateş edin demiş olacağım. | Open Subtitles | ولذا، عندما أمر، يجب تركزوا على الأطارات ما أقصده هو، يجب أن تركزوا على رأسهم |
Tüyleri daha uzundur ve kafalarının üzerinde şu kırmızı şeyden vardır. | Open Subtitles | ريش أطول. لديهم ذلك الشئ الأحمر المطاطي الذي ينمو من رأسهم. |
22'lik bir tüfekle kafalarının arkasından yakın mesafeli iki atışla vuruldular. | Open Subtitles | -حيث أطلق عليهم الرصاص فى فى مؤخرة رأسهم |