"رأيتها في" - Traduction Arabe en Turc

    • gördüğüm
        
    • de gördüm
        
    • gördüğün
        
    • gördüğümde
        
    • ilk kez görüyorum
        
    Harika bir tenisçisin ve de hayatımda gördüğüm en kötü sürücüsün. Open Subtitles إنك لاعبة تنس ماهرة إنك أسوأ سائقة سيارة رأيتها في حياتي
    Rahmetli annen, şimdiye kadar gördüğüm en büyük popoya sahipti! Open Subtitles أمك رحمها الله كانت لها أسمن مؤخرة رأيتها في حياتي
    Bu gördüğüm en güzel salon, belli ki kusursuz bir zevkin var. Open Subtitles هذه أجمل دار رأيتها في حياتي من الواضح أنك تمتلك زوقاً رفيعاً
    Ya çölde gördüğüm su ne olacak? Kendi gözlerimle gördüm diyorum. Open Subtitles وماذا عن المياه التي رأيتها في الصحراء لقد رأيتها بأم عيني
    Az önce Henry ile birlikte Cafe Diem'de gördüm. Open Subtitles لقد رأيتها في مقهى ديم مَع هنري.
    Benzin istasyonunda gördüğüm bir kızı hayal etmeye çalışıyorum şurada. Open Subtitles أنا أحاول التفكير في الفتاة التي رأيتها في محطة الوقود
    Şu koridorda gördüğüm fıstık için fazla yaşlı değil misin sen? Open Subtitles ألم تكبر قليلاً على تلك المثيرة التي رأيتها في الردهة للتو؟
    Çocukluğumdan beri protestolarda gördüğüm bağıran kalabalıkların dijital versiyonuydular. TED كانوا النسخة الرقمية للجحافل المدوّية التي لطالما رأيتها في المظاهرات منذ كنت طفلة.
    Burada benim Paris'te gördüğüm baloncuklardan daha farklı bir şeyden bahsediyoruz. TED نحن هنا نتحدث عن شيء مختلف عن تلك الفقاقيع التي رأيتها في باريس.
    MWE: Çünkü Mississippi'de ve Güney'de gördüğüm çoğu şey çocuklarla alakalıydı. TED م.ر.إ: حسنًا، لأن الكثير من الأمور التي رأيتها في ولاية مسيسيبي وكل بلدان الجنوب كانت تتعلق بالأطفال.
    Hayatımda gördüğüm en tehlikeli ortam, ben geride başka bir adamla sepetleri bağlıyorum. TED هذه من أعظم البيئات الخطرة التي رأيتها في حياتي، وعدت مع الرجل، واقوم بسلخ هذه الاسماك
    Bununla ilgili benim örneğim bir mücevheratçıda gördüğüm bir işarettir. TED ولكن مثالي عليه آرمة رأيتها في محل مجوهرات
    Asya'da gördüğüm en güzel yerler Sri Lanka ve Bali'ydi. TED أجمل المناظر الطبيعية التي رأيتها في آسيا كانت في سريلانكا وبالي.
    gördüğüm en güzel büyük kadın. Open Subtitles إنها أجمل سيدة كبيرة رأيتها في حياتي يا هانس ..
    Leydi Beekman, bunlar gördüğüm en güzel mücevherler. Open Subtitles سيدة بيكام، أنها أجمل مجوهرات رأيتها في حياتي
    Sen hayatımda gördüğüm en güzel, en coşku verici şeysin... ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Open Subtitles أنتِ أجمل فتاة رأيتها في حياتي، و لا اعلم أي شيء عنكِ.
    gördüğüm en inanılmaz şey! Open Subtitles من أكثر الأشياء غرابة التي رأيتها في حياتي
    Madam, siz hayatımda gördüğüm en olağanüstü ve hepsinden daha özel bir kadınsınız. Open Subtitles سيدتي، أنت أكثر امرأة مميزة وفريدة رأيتها في حياتي
    Evet onları ben de gördüm. Önemli bir şey değiller. Ross'a öyleler. Open Subtitles رأيتها في الجوار .ليست بذات أهمية
    Geçen gün gördüğün Simone kaltağını hatırlıyor musun? Open Subtitles أنت تعرفين العاهرة سايمون ، رأيتها في مركز التسوق؟
    ama yanlış anladığımı onu birgün dışarda gördüğümde anladım Diğer oğlanla arkadaştı. Open Subtitles لكن سوء فهمي هذا وضح اليوم عندما رأيتها في صحبة شخص أخر في الحديقة
    Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama onu hayatımda ilk kez görüyorum. Open Subtitles يؤسفني تخييب ظنّكم لكنْ لمْ يسبق أنْ رأيتها في حياتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus