Burada gördüğün her şeyin ona verdiğimiz korumaya eşit olduğunu söylemek istedim. | Open Subtitles | أردت القول أنّ كلّ ما رأيتَه هنا يستحقّ الحماية التي نؤمّنها |
gördüğün adam benim gibi miydi? Yoksa daha mı zayıftı? | Open Subtitles | "هل كان الرجل الذي رأيتَه بحجمي أو أنحف؟" |
Öngöründe gördüğün şeyden dolayı mı? | Open Subtitles | هل هذا ما رأيتَه في لمحتك المستقبلية؟ |
Orada kimi gördüğünü söylemeye hazır mısın? | Open Subtitles | أمستعدّ لإخباري عمّن رأيتَه هناك؟ |
Pekala, Doktoru ne zaman gördünüz? | Open Subtitles | إذن ، بأيّ ساعةٍ رأيتَه يا دكتور؟ |
Bütün duyduklarını. Bütün gördüklerini. Kırılan her dalı. | Open Subtitles | كل ما سمعتَه ، وكل ما رأيتَه كل قرقعة فرع شجرة ، كل ارتطام لرصاصة |
Senin gözünde onu bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu görmek istedim. | Open Subtitles | -أردتُ أن أرى ما رأيتَه فيه يجعله مُميّزًا جدًّا . |
Ve gördüğün şeyler çok sıra dışıydı. | Open Subtitles | و ما رأيتَه كان إستثنائياً بالكامل |
William, gördüğün onca şey... Sadece kuruntu. | Open Subtitles | ويليام ما رأيتَه , تلك هي الأوهام |
gördüğün şey gerçek olamaz. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بأنّ ما رأيتَه ليس ممكنًا. |
gördüğün bir kabuktu. | Open Subtitles | ما رأيتَه كان بقايا خاوية من ذاتها. |
Senin gördüğün o şeye kabus denir. | Open Subtitles | ما رأيتَه يسمَّى كابوس |
Bu, senin gördüğün şey. | Open Subtitles | هذا ما قد رأيتَه |
Bana tam olarak ne gördüğünü anlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | -ماذا تعني بسؤالك يا (مايكل)؟ -أريدك أن تخبرني بما رأيتَه بالضبط |
Sen hiç kafana takma. Kimseye de gördüğünü söyleme. Dostum, ne oldu ona? | Open Subtitles | -لا عليكَ، ولا تخبر أحداً بأنّكَ رأيتَه |
- Onu gördünüz mü acaba? - Hayır, üzgünüm. | Open Subtitles | ربما تكون قد رأيتَه - كلاّ آسف - |
- Onu en son nerede gördünüz? | Open Subtitles | أين رأيتَه أخر مرّة؟ |
Hayat hikâyeni biliyor. Çocukluğunu, o kargo konteynerinde gördüklerini. | Open Subtitles | تعرف قصّة حياتكَ، طفولتكَ وما رأيتَه في حاوية الشحن تلك |
Senin gördüklerini ben de gördüm, cancağızım. Acını gördüm. Acını dindirebilirim. | Open Subtitles | رأيتُ ما رأيتَه يا عزيزي رأيت ألمك وأستطيع تخفيفه |
Senin gözünde onu bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu görmek istedim. Ve? | Open Subtitles | -أردتُ أن أرى ما رأيتَه فيه يجعله مُميّزًا جدًّا . |
- Onu gördün, rüzgâr gibidir. | Open Subtitles | لقد رأيتَه.. إنه يركض كالريح |
Cesedin etrafında hiç kan yok. Bu görüp görebileceğin en garip şey. | Open Subtitles | ما من دم قرب الجثّة على الإطلاق، إنّه أغرب أمر رأيتَه أبداً |