"رأيتُ شيئاً" - Traduction Arabe en Turc

• bir şey gördüm
• Bir şey gördüğümü
• bir şey görmemiştim

Ve bugün, bunun lanet olduğunu öğrenmemi sağlayan bir şey gördüm.
واليوم ، رأيتُ شيئاً جعلني أعرف أن هناك لعنة

Şükran Günü keşke görmeseydim dediğim bir şey gördüm.
لقد رأيتُ شيئاً في عشاء عيد الشكر ليتي لم أره

Kamera düşerken bir şey gördüm sanki. Dur!
ظننتُ أنّي رأيتُ شيئاً عندما سقطت الكاميرا.

Tam geri dönüyordum ki sahile vurmuş bir şey gördüm.
عندما رأيتُ شيئاً على الشاطئ إعتقدتُ أنه حوت

Bildiğim iyi oldu. Bakın. Bir şey gördüğümü biliyordum.
تسعدني معرفة ذلك، أنظري، عرفتُ أنني رأيتُ شيئاً.

Sanırım gerçekten işe yaradı, bir şey gördüm.
أظن أن هذا نجح بالفعل فقد رأيتُ شيئاً ما

En son buraya geldiğimde harikulade bir şey gördüm ve sana da göstermek isterim.
رأيتُ شيئاً مذهلا في آخر مرّة كنتُ هنا وأرغب بأن أريك إيّاه.

Az önce garip bir şey gördüm, ...ve kime söyleyeceğimi bilemedim.
لقد رأيتُ شيئاً غريباً فى وقت سابق ولا اعرف لمن أقوم بإخبارة عن هذا الأمر.

Sizi endişelendirmek istemedim ama bunu bilmeniz gerektiğini düşündüm, RM terapisi altındayken bir şey gördüm.
لم أقصد أن أقلقكِ و لكن أعتقد أنه قد يهمك أن تعرفي أنه خلال علاج الذاكرة المستردة عندما كنتِ مخدرة رأيتُ شيئاً

3 aydır gökyüzünü inceliyorum ve bir şey gördüm.
بآخر ثلاث ليالٍ كنتُ أراقبُ السماء و.. رأيتُ شيئاً بالأعلى.

Bir şey duydum ardından bir şey gördüm.
لقد سمعتُ شيئاً ثم رأيتُ شيئاً

Bana vururken galiba bir şey gördüm.
فبينما كان يضربني، أعتقد... أعتقد أنّي رأيتُ شيئاً

Ağaçların arasında bir şey gördüm. Şu tarafta.
رأيتُ شيئاً في هذه الأشجار ، هناك

- bir şey gördüm sandım. - Buradan gitmeliyiz.
أظنني رأيتُ شيئاً - علينا أنْ نواصل التحرك -

Sana dönerken bir şey gördüm.
حينما كنتُ أعودُ إليكم رأيتُ شيئاً

- Anlam veremediğim bir şey gördüm.
رأيتُ شيئاً لمْ يمكنني إستيعابه ما هو ؟

- Anlam veremediğim bir şey gördüm.
رأيتُ شيئاً لا يمكنني إستيعابه

bir şey gördüm. Sanırım birisi geliyor.
-لقد رأيتُ شيئاً ما، أعتقد أنّ أحدهم قادم !

bir şey gördüm.
حسناً ، لقد رأيتُ شيئاً

Landon, sende Bir şey gördüğümü sanıyordum. Güzel bir şey.
(لاندون)، أنظر، إعتقدتُ أني رأيتُ شيئاً فيكَ، شيئاً جيد

Daha önce buna benzer bir şey görmemiştim. Bu yüzden de o görmeden gizlice resmini çektim.
لمْ يسبق أن رأيتُ شيئاً مُماثلاً لها من قبل، لذا إلتقطتُ صُورة لها عندما لمْ تكن تنظر.