Her türlü bağlayacaksın o kemeri. Kimse Bunu görmek istemiyor. | Open Subtitles | فلترخي حزامك على اية حال لا أحد يود رؤية ذلك |
3 tane talihsiz olay, bu olabilir 7 tene talihsiz olay, ihtimal dışı ama 9 talihsiz olay-- Bunu görmek isterdim. | Open Subtitles | ثلاثة حوادث، ممكن، سبعة حوادث، هناك فرصة ضئيلة، ولكن تسعة حوادث، أريد رؤية ذلك. |
Bunu görmek istemezsin. Onun saati seni uyaracaktır. Bu arada göz damlasından nefret eder, iyi şanslar. | Open Subtitles | لن تود رؤية ذلك ساعتها مجهزة لتذكيرك بذلك وهي تكره ذلك لذا أتمنى لك التوفيق هل يعني هذا أنه حان وقت قطرتك؟ |
Harika, Bunu görmeyi çok isterim, ama bu ters tepebilir. | Open Subtitles | .. عظيم و أنا أود رؤية ذلك . لكن و لكن هذا سيؤدي إلى نتائج عكسية |
Pisliğe bulaşmış olsa bile Bunu görmen hoş olmaz. | Open Subtitles | سواءً أكان فاسداً أم لا, لا تودين رؤية ذلك. |
Biz bu olası geleceği görebilirsek, başkaları da Görebilir. | TED | وإذا كنا نرى هذا المستقبل ممكنا , فالاخرين يمكنهم رؤية ذلك. |
Şuna bakabilir miyim? Bir saniye? | Open Subtitles | مهلاً هل يمكنني رؤية ذلك للحظة؟ |
Rahibe arkanı dön. Bunu görmek istemezsin. | Open Subtitles | أيتها الأخت , حولي نظرك إلى الوراء , لن تودي رؤية ذلك |
Rahibe arkanı dön. Bunu görmek istemezsin. | Open Subtitles | أيتها الأخت , حولي نظرك إلى الوراء , لن تودي رؤية ذلك |
Bunu görmek zorunda olduğun için üzgünüm. Kesinlikle benim en iyi zamanım değil. | Open Subtitles | اعتذر عن اضطرارك الى رؤية ذلك بالتأكيد ليس ذلك افضل توقيت لي |
Neyse, insanlar Bunu görmek ister. | Open Subtitles | على أية حال ما أقصده هو أن الناس يحبون رؤية ذلك. |
Bunu görmek zorunda kaldığınız için özür dilerim ama belki ona biraz akıl verebilirsin bir sebepten buraya geldiğine göre. | Open Subtitles | أنا أسف لأنه توجب عليكم رؤية ذلك و لكن ربما يمكنك أن تعالجيه بما أنك هنا لسبب ما |
Ben buradayım çünkü kendine çok yüklendiğini düşünüyorum ve Bunu görmek istemem. | Open Subtitles | أنا هنا لأنني أعتقد أنك ستفسد الأمر على نفسك أكثر ولا أريد رؤية ذلك |
Sen değil. Unutma, Bunu görmek istiyorsun. | Open Subtitles | ليس أنت تذكري ، كنت تريدين رؤية ذلك |
Orada. Ama önce Bunu görmek istersin. | Open Subtitles | إنها هناك ولكن عليك رؤية ذلك أولا |
Bunu görmeyi istesem de sanırım fazla konuya dahilsin belki de soruları ben sormalıyım. | Open Subtitles | اود كثيرا رؤية ذلك لكن اضن انك قريب جدا من الموضوع ربما يجب ان اسأل |
Bunu görmen gerek. | Open Subtitles | تعالي هنا.. عليك رؤية ذلك. |
Sen ailenin beynisin, Charlie. Herkes bunu Görebilir. | Open Subtitles | أنت عقل عائلتك تشارلى يمكن لأى احد رؤية ذلك |
Henüz hindi bile göremedim. Ben- | Open Subtitles | ولم استطيع رؤية ذلك الشيء الذي يطفو فوق الديك الرومي.. |
Internet'in geleceğinde güzellik Görüyorum, ama bunları göremeyeceğimizden endişeliyim. | TED | انا ارى الجمال في مستقبل الانترنت لكن انا قلق اننا ربما لن نستطيع رؤية ذلك |
Gözlerinizin önünde vazelinden bir perde varken Bunu görmeye çalıştınız mı hiç? | TED | هل حاولتم من قبل رؤية ذلك إذا كان هناك فازلين أمام أعينكم؟ |
Böldüğüm için üzgünüm ama Bunu görmeniz gerek. | Open Subtitles | اسف على المقاطعة ، ولكن يجب عليك رؤية ذلك |
Bunları görmek istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | توقعت بأنكِ تريدين رؤية ذلك |
Pornografi sanattır ama insanlar Bunu anlayamıyor. | Open Subtitles | الإباحية هي فن, لكن الناس لايستطيعون رؤية ذلك |
45 ve 40-45 arası yaşlarda sağlık hizmetlerinin bedelinde ani bir artış olduğunu görebilirsiniz. | TED | وتستطيعون رؤية ذلك بوضوح عند سن ال45 من 40 إلى 45 هناك طفرة مفاجئة في تكاليف العناية الصحية |