Üniversite rektörü yarın sabah saat 8'de odasında benimle görüşmek istiyormuş. | Open Subtitles | رئيس الجامعة يريد مقابلتي في مكتبه غدا في 8: |
Üniversite rektörü yarın sabah saat 8'de odasında benimle görüşmek istiyormuş. | Open Subtitles | رئيس الجامعة يريد مقابلتي في مكتبه غدا في 8: |
Günün birinde rektör olma arzum, onun sayesinde filizlendi. Tam bir antrenman. | Open Subtitles | إنها السبب وراء إرادتي لأن أصبح رئيس الجامعة يومًا إنه تدريب جيد |
Baksana dekan efendi... Rektörün sözünü ettiği o fıstıklar nerede hani? | Open Subtitles | ْ 41 فاز بجائزة نوبل و6 رؤساء يا، دين. أين النساء الجميلة الذى تكلم عنهم رئيس الجامعة ؟ |
Fakülte toplantısından ve rektörle akşam yemeğinden kaytarıp erkenden buraya gelmeliydim belki de! | Open Subtitles | ربما كان ينبغي أن أتغيب عن اجتماع أعضاء هيئة التدريس ومغادرة العشاء مع رئيس الجامعة ! وأحضر على الفور |
Neden üniversitenin rektörü yemekhane köşelerinde sürünüyor? | Open Subtitles | لماذا رئيس الجامعة يتجول بالكافتيريا ؟ |
Sen, Üniversite rektörü, karısı, somurtkan genç kızı. | Open Subtitles | أنت، رئيس الجامعة زوجته ابنتهما الغاضبة |
Sen, Üniversite rektörü, karısı, somurtkan genç kızı. | Open Subtitles | الجميع؟ أنت، رئيس الجامعة زوجته |
Sonra dedi ki, Joshua bir sonraki Üniversite rektörü sen olacaksın. | Open Subtitles | -جوشوا) )... أنت ستكون رئيس الجامعة القادم |
Madem rektör bey cadılar günü partisi veriyor, Harvard bir de bizim partimizi görsün! | Open Subtitles | تبآ لك إذآ رئيس الجامعة يذهب الى عيد حفل القديسين |
Üniversitenin rektör adaylığı listesinde olduğumu biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف انني على القائمة القصيرة لأن أكون رئيس الجامعة |
Bence, rektör seninle bu kötü gidişatı konuşmak istiyor, Doktor. | Open Subtitles | أعتقد أن رئيس الجامعة يريد فقط أن يتحدث إليك حول الطريقة التي جرت بها الأمور يا دوك |
İhtiyacımız olan şey Rektörün, çaresizce onun dönmesi için yalvardığını düşündürmek. | Open Subtitles | كل ما نحتاج عمله لاقناعه هو دفعه إلى الاعتقاد بأن رئيس الجامعة يائس وأن الرجل هو يستجديه للعودة |
Rektörün gözünün önünde beni kötü gösteriyorsun. | Open Subtitles | إنك تظهرني بمظهر سيء أمام رئيس الجامعة. |
Dekan Haley rektörle konuştu ve Kinney, hoca olarak görevine dönmeni kabul etti. | Open Subtitles | العميد (هايلي) تحدث مع رئيس الجامعة ووافق (كيني) على إعادتك لوظيفة التدريس |
Tina'nın kaybolduğu zamanlar Bedford üniversitenin rektörü olmuştu. | Open Subtitles | بعد أن إختقت (تينا) مباشرة (بيدفورد) أصبح رئيس الجامعة |
Sanıyorum üniversitenin rektörü. | Open Subtitles | أعتقد أنهم رئيس الجامعة |