polis şefi, benim kameralarla arkadaş biri olmadığımı düşünmüş gibi. | Open Subtitles | يبدو أن رئيس الشرطة لا يظن أنني وجه إعلامي ودود |
Mülakat yaptığımız insanlardan biri Frank Jordan'dı, San Fransisco'nun eski belediye başkanı. Ve ondan önce de, San Fransisco polis şefi idi. | TED | أحد الناس الذين إلتقيناهم كان فرانك جوردان، العمدة السابق لسان فرانسيسكو. قبل ذلك كان رئيس الشرطة في سان فرانسيسكو. |
Elinde ne varsa gönder. Şerif, eyalet polisi, ulusal muhafızlar. | Open Subtitles | أرسل كل ما لديك, رئيس الشرطة الفرق الحكومية، الحرس الوطني |
- Pazar ama polislerin hafta sonu tatili yoktur. Emniyet müdürü aradı. | Open Subtitles | بالطبع، ولكن بالنسبة لنا انة الاثنين اننى انتهيت للتو من زيارة ابن رئيس الشرطة |
Bunu sen söyle Şef. Masanın arkasında oturup atmak tutmak kolay. | Open Subtitles | أنت أخبرني يا رئيس الشرطة لديك مطلّ رائع من خلف مكتبك |
polis şefiyle konuştuğumda bana kasabadaki herkesi tanıdığınızı söyledi. | Open Subtitles | عندما تحدثت الى رئيس الشرطة قال انك تعرف الجميع في رويال |
Eski dost olduğunuza göre, onun buranın polis şefi olduğunu da biliyorsundur. | Open Subtitles | بما أنكما أصدقاء قدامى , أعتقد أنك تعرف أيضاً أنه رئيس الشرطة هنا |
Eski dost olduğunuza göre, onun buranın polis şefi olduğunu da biliyorsundur. | Open Subtitles | بما أنكما أصدقاء قدامى , أعتقد أنك تعرف أيضاً أنه رئيس الشرطة هنا |
Tutuklanacak şüphelilerin sayısından bahsedince polis şefi gerçeğe yaklaştı. | Open Subtitles | رئيس الشرطة اقترب من الحقيقة عندما تكلم عن عدد المشتبه بهم الذين قد يقبضون عليهم |
- Hey, bu tüzüğe göre polis şefi olarak her ay bir tane polis memuru alabilirmişim... | Open Subtitles | هيه، وفقاًللدستور.. رئيس الشرطة يمكنه الحصول على خنزير لكل شهر |
Ama kimin Şerif olacağı karannı, tek bir ağızdan haykırmalıyız. | Open Subtitles | لكن لمن سيصبح رئيس الشرطة علينا التحدث جميعاً بصوت واحد |
Kim varsa yollayın. Şerif, eyalet askeri, Ulusal Kuvvetler. | Open Subtitles | أرسل كل ما لديك, رئيس الشرطة . الفرق الحكومية، الحرس الوطني |
Şerif, odama geçelim derdim ama odam yok. | Open Subtitles | حسناً, يا رئيس الشرطة كنت لأقول لنذهب لمكتبي لكن ليس لدي مكتب |
21 yıl önce Emniyet müdürü salonumuzda oturup kızımızın öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | منذ 21 سنة مضت رئيس الشرطة جلس في غرفة المعيشة في منزلنا وأخبرنا ان ابنتنا ماتت |
New York Belediye Başkanı, Emniyet müdürü ve komisyon üyesi spor ve eğlence dünyasının yıldızları da burada. | Open Subtitles | رئيس الشرطة والمندوب، ونجوم الرياضة والفن |
Hey, burada Şef benim. Fırınlayın onu, oyuncaklar. | Open Subtitles | هيه ، أنا رئيس الشرطة هنا غلفوه يا ألعاب |
Benim Şef olup olmamam önemli değil gelişmeyi engelleyemezsiniz. | Open Subtitles | لا يهم إن كنتُ رئيس الشرطة أم لا فلا يمكنكم إيقاف التطوّر |
polis şefiyle, akşam yemeği öncesi bir şeyler atıştıracaktık. | Open Subtitles | لديّ دعوة عشاء مبكرة عليّ حضورها.. مع رئيس الشرطة |
Sayenizde Müdür enseme yapıştı. Gitmeme izin vermiyor. | Open Subtitles | بفضلكم يا رفاق، رئيس الشرطة يضايقني، ولن يسمح لي بالمغادرة. |
Peşaver'de Komiser yardımcısı aklını kaçırıp makineli tüfekle ateş açmış. | Open Subtitles | في بيشاور رئيس الشرطة فقد عقله و فتح النار بالمدفع الاّلي |
Evet, sen sadece polis şefinin kızısın Ve benim yardımcı meleğim | Open Subtitles | آجل ، أنتِ ابنة رئيس الشرطة الوحيدة وملاكي المسعف |
Ayrıca polis şefini kölem yapabilecek birkaç şey biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعرف شيئاً أو اثنين عن رئيس الشرطة هنا |
Ben polis şefiyim, milli Şef değil. Grevcilerin sizi haklı çıkaracak, şiddet içeren karşı... | Open Subtitles | انا رئيس الشرطة وليس رئيس الشعب |
Sanırım duymadın. Bu bölgenin Şerifi benim. | Open Subtitles | لا أعتقد إنّك سمعت بهذا أنا رئيس الشرطة بهذة الأرجاء |
Silverhöjd polis müdürü Martina Sigvardsson eleştirilere yanıt verdi. | Open Subtitles | مارتينا سيغفارسون رئيس الشرطة في سيلفرهود أجاب على الانتقادات |
Şu polis memuru dışında. Kasaba halkı da. Onu yerine birini bulmanız lazım. | Open Subtitles | عدا رئيس الشرطة ذلك ، يشبه الرجال القرويين ، عليك تبديله |
Bölgemizin Polis Komiseri asistanıyla tanış, Bat Yadav. | Open Subtitles | هذا هو السيد ياداف نائب رئيس الشرطة فى منطقتنا |
Polislerin şefi olarak, bu geç saatlerde içki içmek istemem. | Open Subtitles | ليس مناسباً أن يخالف رئيس الشرطة الحظر. |