Sonra da şelalelere gidelim. Ay ışığında çok güzel olur. | Open Subtitles | ثم يمكننا أن نصعد إلى الشلالات المنظر رائع من فوق على ضوء القمر |
Ay ışığında çok güzel olur. | Open Subtitles | ثم يمكننا أن نصعد إلى الشلالات المنظر رائع من فوق على ضوء القمر |
Koltuktaki yerimin de çok güzel manzarası vardı. | Open Subtitles | مكاني على الأريكة يطل على منظر رائع من النافذة. |
İşte bu olağanüstü bir işbirliği modelidir. Birbirine baş sallayıp durmayan düşünce ortakları. | TED | إنه نموذج رائع من التعاون. - شركاء في التفكير و ليسوا أصداء لبعض. |
Siyahi berberlerle inanılmaz bir takım oluşturduk. Yüksek tansiyonun nasıl ölçüleceğini, müşterilerine nasıl akıl vereceğini, onları doktora yönlendirmesini ve yüksek tansiyonu yönetmeyi öğrettik. | TED | تعاونّا مع كادر رائع من الحلاقين السود وعلمناهم كيفية قياس ضغط الدم وكيفية تقديم المشورة لزبائنهم وإحالتهم إلى الأطباء ومساعدتهم في علاج ضغط الدم المرتفع. |
Resim yapmak için harika bir yer, gerçekten öyle. | Open Subtitles | إنه مكان رائع من أجل الرسم أنه كذلك |
Şimdi muhteşem bir arkadaş çeşitliliğim var ve onlardan birisi de John. | TED | لدي الآن خليط رائع من الأصدقاء، وهذا يتضمن جون. |
Oradan çok güzel suratlı başka biri çıkarsa bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | رباه، إذا ظهر وجه رائع من هناك، فلا أظن بوسعي التعامل معه. |
Benjamin Franklin'in çok güzel bir sözü var: | TED | هناك اقتباس رائع من بنيامين فرانكلين. |
çok güzel şeyler satıyor burası. Yaş aralığı 8'den 80'e. | Open Subtitles | متجر هدايا رائع من سن ثمانية إلى ثمانين |
- "İçindeki his çok güzel onu tuttuğun zaman" - "İçindeki his çok güzel" | Open Subtitles | - تشعر بشعور رائع من الداخل عندما تحتضنها - تشعر بشعور رائع من الداخل |
- "İçindeki his çok güzel" - "Bir bakire gibi, ona dokunduğunda" | Open Subtitles | - شعور رائع من الداخل - كعذراء، عندما تلمسها |
Evet, harika. Seni tekrar görmek çok güzel. | Open Subtitles | أجل ، رائع من اللطيف رؤيتك مجدداً |
Biliyor musunuz, çok güzel bir çift Chloe giyiyordu zaten. | Open Subtitles | أتعلمنْ,كانت ترتدي حذاء رائع من كلويز |
Elbisen çok güzel. Tasarımcısı kim. | Open Subtitles | فسان رائع, من أين أشتريته؟ |
"İçindeki his çok güzel" | Open Subtitles | شعور رائع من الداخل |
Platipus, farklı hayvanların olağanüstü bir karışımıdır. | Open Subtitles | فخلد الماء مزيج رائع من حيوانات مختلفة. |
olağanüstü bir ilaç karışımı elde etmiştik. | Open Subtitles | توّصلنا لمزيج رائع من العقاقير. |
Farklı araştırma görevlilerinden oluşan inanılmaz bir takım, toplum sağlığı çalışanları ve gönüllülerle birlikte 7000'in üzerinde yaşlı siyahi erkeğe ulaşmak için 200 tane berber ve diğer güvenli topluluk mekânlarıyla ortak olabildik. | TED | مع وجود فريق رائع من مساعدي البحوث المتنوعة، والعاملين في صحة المجتمع والمتطوعيين، كنّا قادرين على المشاركة مع أكثر من 200 صالون حلاقة وغيرها من الأماكن الموثوق فيها في المجتمع للوصول إلى أكثر من 7000 من الرجال السود من كبار السن. |
Senin için harika. | Open Subtitles | هذا رائع من اجلك |
Senin için harika oldu. | Open Subtitles | هذا رائع من أجلك |
Hayalimdeki işte bir kaç hafta, muhteşem bir komadan uyanır gibiydi. | Open Subtitles | الأسابيع القليلة التي كنت في عمل الأحلام كانت مثل استيقاظ رائع من غيبوبة |
Evet, ama buna da hazırlıklıyız. Yılan etiyle beslenen muhteşem bir goril türünü sıraya koyduk. | Open Subtitles | نعم، لكننا مستعدون لذلك لقد جهزنا نوع رائع من الغوريلا يتغذى على لحم الثعابين |