Farklı şeyler yapıyordu. Yaptığı şeyler onu asla tatmin etmedi. Hep daha fazlasını istedi. | Open Subtitles | موهبة مختلفة عن العادة، ورغم .ذلك لم يكن راضيًا بل يسعى للمزيد |
Şöyle şeyler söylüyorlar, "Eğer o tatmin olursa, ben de olurum." | TED | فتراهن يقلن أشياء مثل، "إذا كان هو راضيًا جنسيًا، فأنا بالتالي راضية جنسيًا." |
West Coast'taki birinci sınıf öğrencisinin dediği gibi, "Bir kız gecenin sonunda oğlana oral seks yapacaktır çünkü onunla seks yapmak istemiyordur ve oğlan da tatmin olmayı bekliyordur. | TED | قالت لي طالبة سنة أولى كلية من الساحل الغربي، "ستداعب الفتاة العضو الذكري للشاب في نهاية الليلة لأنها لا تريد ممارسة الجنس معه، ويتوقع أن يكون راضيًا. |
"Siz tatmin olana kadar ben tatmin olamam" mı? | Open Subtitles | ( ! لا يمكنني أن أكون راضيًا حتى تشعر بالارتياح ) |
Dövüşü kazansa da kaybetse de Miguel Escobar'ı yere serdiği için çok büyük bir tatmin duygusu hissedecektir. | Open Subtitles | سواء فاز بالمباراة أم لا فسيكون راضيًا تمامًا لإسقاط (ميغيل اسكوبار) بضربة قاضية |
tatmin olmuşa benzemiyorsun. | Open Subtitles | لاتبدو راضيًا. |