| Önceki gün, onu köpeğin ağzındaki et parçasını almaya çalışırken gördüm. | Open Subtitles | ذات يوم رايتها تنتزع قطعة من اللحم من بين انياب الكلب |
| Geri döndüğünde onu gördüm ve odasının ışıkları neredeyse bütün gece açıktı. | Open Subtitles | حسنا , رايتها عندما عادت و ضوء غرفتها كان مفتوح معظم الليل |
| Akıllı, seksi. Keşfedilmemiş. Deli dolu, karmaşık, gördüğüm en güzel şey. | Open Subtitles | انها منفتحة, تلقائية و صعبة انها اجمل امرأة رايتها فى حياتى |
| Ve bir anket yaptık, hayatımda gördüğüm en büyüleyici anket. | TED | قمنا بعمل استفتاء و هو من أروع الاستفتاءات التي رايتها في حياتي |
| Belki onu hiç görmedin. Belki de gördün. Ne fark eder ki? | Open Subtitles | ربما أنك لم تراها أبداً ربما رايتها ، ما الفرق ؟ |
| Otobüsün ona çarptığını ve boynunu kırdığını gördüm ama hâlâ yaşıyor. | Open Subtitles | لقد رايتها تصطدم بحافلة و كسرت عنقها و لا تزال تسير |
| Ve bir kere, şans eseri, gerçekten onu gördüm. | Open Subtitles | وذات مرة, وبالصدفة البحتة, رايتها فى الحقيقة |
| Kasabada, o iğrenç payetlerle yürüyüşünü gördüm, tebeşir gibi boyanmış yüzünü ve bir kobranın gözleri gibi o gözlerini. | Open Subtitles | رايتها تسير فى القرية مرتدية زينتها القبيحة المتلألئة وهذا الوجه كالمطلى بالطباشير وهذه العيون التى تشبه عيون الثعابين |
| Onu ilk kez Palantine'in reklam kampanyası merkezinde gördüm. | Open Subtitles | رايتها لاول مرة فى مقر حملة بالانتين فى.. 63 شارع برودواى. |
| Onu ilk kez Palantine'in reklam kampanyası merkezinde gördüm. | Open Subtitles | رايتها لاول مرة فى مقر حملة بالانتين فى.. 63 شارع برودواى. |
| Evet, onu tuvalette gördüm. Bir saattir orada. | Open Subtitles | لقد رايتها في حمام السيدات انها هناك منذ حوالي ساعة |
| - Bu gördüğüm en büyük iğne! Hadi, lütfen ama. | Open Subtitles | اكبر حقنة لعينة رايتها لا اريدها, اعطيني بدلا منها |
| Sen tüm hayatım boyunca gördüğüm en seksi | Open Subtitles | انت اجمل و اكثر اثاره من كل النساء التى رايتها |
| Sen benim hayatım boyunca gördüğüm en seksi ve en güzel kadınsın. | Open Subtitles | انت اجمل و اكثر اثاره من كل النساء التى رايتها فى حياتى كلها |
| Onu uyurken gördüğüm anda birşeyler sonsuza dek değişti. | Open Subtitles | عندما رايتها نائمة هناك فى هذه اللحظة تغير فى شيئ للابد |
| Hayır, hayır, elbette inanıyoruz. Onu gördün değil mi? | Open Subtitles | لا، لا، بالطبع نحن نصدقك لقد رايتها أيضاً، أليس كذلك؟ |
| - Onu en son o zaman mı gördün? | Open Subtitles | هل كانت المرة الاخيرة التي رايتها فيها ؟ |
| Jersey'de köprünün altında bir zenciyi öperken görmüştüm. | Open Subtitles | رايتها تُقِّبل زنجى تحت الكوبرى فى جيرسى |
| Onu gördüğümde, burada olduğunu anladım. | Open Subtitles | نعم, وعندما رايتها,علمت بانه لابد ان يكون هنا. |
| O gece uyku ilacını aldığını gerçekten gördünüz? | Open Subtitles | رايتها في الواقع تاخذ الحبوب المنومة تلك الليلة ؟ |
| gördüğün en dayanılmaz gözlere sahip olduğunu söyle. | Open Subtitles | الان اخبرها بانها اكثر عيون مغرية رايتها من قبل |
| Tanıdığımı söyleyemem ama herhâlde görmüş olmalıyım. | Open Subtitles | ولكن قد اكون رايتها بالجوار على ما اعتقد |
| Buraya gelmesi için pek bir neden yok, ama görürsem size telefon ederim. | Open Subtitles | حسنا ليس هناك الكثير من الاسباب للقياده الى هنا ولكن ان رايتها بالتاكيد سوف اتصل بك |
| Norbit, eğer onu tekrar görürsen, ya da konuşursan... hatta o kaltağı bir kere bile düşünecek olursan.... onun başına gelecek şey işte bu. | Open Subtitles | و نوربت , اذا رايتها مرة اخرى او تكلمت معها مرة اخرى اذا حتى فكرت بتلك العاهرة مرة اخرى هذا ما سوف يحدث لها |
| Pekala, belki kızı görmüşümdür, bir arama yapabilirim. | Open Subtitles | ربما رايتها في الجوار ولم استطع ان اتصل |