Conrad, sen Akıllı adamsın bu aramayı beklediğini biliyorum. | Open Subtitles | كونراد أنت رجل ذكي ولهذا انا اعلم أنك كنت تتوقع هذه المكالمه |
öyle biri değilim. kime isterseniz sorun yeterince akıllı biri bir avukat ister. | Open Subtitles | أنا رجل ذكي بما فيه الكفايه ليطلب محامياً |
Doğrusu şu ki gerçekten akıllı bir adam ile bu işi başarabiliriz | Open Subtitles | الحقيقة أننا يمكننا أن نعمل مع رجل ذكي حقيقي فى فريقنا للمساعدة على معركتنا |
Zeki adam. Elmaslar son derece ikna edici olabiliyor. | Open Subtitles | رجل ذكي ، يمكن أن يكون الألماس مقنعاً جداً |
Earl Warren gibi zeki bir adam bu saçma raporları okumuş olamaz. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق رجل ذكي مثل ايرل وارن قرأ كل هذه المجلدات |
Elbette anlıyorsun, sen ileri görüşlü, iyi bir fikri duyduğunda anlayan akıllı bir adamsın. | Open Subtitles | هل تفهم منطقي؟ بالطبع أنّك كذلك لأنّك رجل ذكي ومبتكر الذي يعرف الأفكار الجيّدة عندما يسمعها. |
Zamanı gir ve giriş'e bas. Sen Zeki adamsın. Yapabilirsin. | Open Subtitles | أختر الوقت الذي تريد الرجوع إليه وإضغط موافق، أنت رجل ذكي تستطيع فعل ذلك بنفسك |
İyi o zaman. Sen oldukça akıllı birisin ve haklı da olabilirsin. Bunları inkâr edemem. | Open Subtitles | حسناً ، أنت رجل ذكي ، قد تكون محق لكن ليس لدي شيء أكثر أقوله |
Akıllı adamsın, zevklisin görsellikten çok iyi anlıyorsun. | Open Subtitles | ،أنت رجل ذكي ولديك بعض من الذوق الرفيع .. أنت تُبصر، أعني |
Sen Akıllı adamsın John, eminim şimdiye anlamışsındır. | Open Subtitles | أنت رجل ذكي يا (جون) أعتقد انك فهمت ألان |
Oldukça akıllı biri. Aslında keskin zekalı. | Open Subtitles | رجل ذكي جداً، بل عبقري في الحقيقة |
Howard, benim çok akıllı biri olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | هاوارد, أنت تعلم أني رجل ذكي جدا |
Şimdi, Walter, akıllı bir adam olduğunu biliyorum ancak davul çalarken düşünmemen gerektiğini unutmamalısın. | Open Subtitles | أنت رجل ذكي جداً ولكن مع الطبل تذكر ألا تفكر |
Bir kere akıllı bir adam, tahmin yürütmenin zayıf bir siyasi taktik olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | رجل ذكي قال لي ذات مرة أن التخمين رداءة في السياسة |
Zeki adam, şu BR. | Open Subtitles | إن بي آر رجل ذكي |
zeki bir adam ayrıca. İç Savaş'ın kompetanı. | Open Subtitles | هو رجل ذكي أيضاً، هو باحث في الحرب الأهلية |
Şimdi beni dinle. Biliyorum, akıllı bir adamsın. | Open Subtitles | أعلم أنك رجل ذكي و حكيم أيضا ً |
Zeki adamsın ama bazen işi yapmak için zekadan fazlası gerekir. | Open Subtitles | أنتَ رجل ذكي. لكن أحيانًا، يأخذ ذلك أكثر من أدمغة للقيام بعمل. |
Bak, Kent, Eminim sen akıllı birisin... ama bu çeşit bir özgeçmiş ile öylece buraya gelip bir iş bulmayı bekleyemezsin. | Open Subtitles | انظر, كنت, انا متأكد انك رجل ذكي... ولكن لا يمكنك أن تدخل هنا مع هذا النوع من السيرة الذاتية... وتتوقع الحصول على وظيفة. |
Evet, o zeki çocuk, şu Norville. | Open Subtitles | نعم انه رجل ذكي ذاك الـ"نورفلط |
Babanız Zeki birine benziyor. | Open Subtitles | يبدو انه رجل ذكي |
- Kulüp avukatları üzerimize saldırdılar. Sahibi Akıllı adam. | Open Subtitles | محامو الملهى كادوا يدمّرون القسم المالك رجل ذكي |
Evet, çok akıllı adamdır. | Open Subtitles | "الزعيم رجل ذكي" |
Çünkü o çok akıllı bir adamdır ve Linus, adayı yakacağımızı biliyorsa gidebileceği tek bir yer var. | Open Subtitles | لأنه رجل ذكي جدا وان كان لينوس يعلم أننا سنغزى الجزيرة هناك مكان واحد يستطيع الذهاب اليه |
Siz çok zeki bir adamsınız Bay Manfrey. | Open Subtitles | أنت رجل ذكي جدآ سيد (مانفري)، |
Zeki adammışsın. | Open Subtitles | رجل ذكي. |