Ehliyetini kontrol ettik, sahteymiş. | Open Subtitles | بأواخر الثلاثينات أجرينا بحثاً على رخصتها وهي مزيّفة |
Valerie Bestin Ehliyetini bir sene önce almış ama arabasını çok nadiren kullanıyormuş. | Open Subtitles | وجدت أن "فاليري" استخدمت سيارتها قليلاً بالرغم من أنها استعادت رخصتها منذ عام |
Genelde çok sorumludur. Ehliyetini daha yeni aldı. | Open Subtitles | إنها دائماً إنسانة مسؤولة لقد أخذت رخصتها |
On altı ay önce üçüncü kez alkollü araba kullandığı için ehliyeti alınmış. | Open Subtitles | تم سحب رخصتها منذ 16 شهر بعد القيادة تحت تأثير الكحول للمرة الثالثة. |
Bunun ruhsatı ve ehliyeti seninmiş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تتصرف كأنك صاحب رخصتها وتسجيلها |
Askıya alınma şakadır. En az lisansını kaybetmeliydi. | Open Subtitles | تعليق الرخصة مزحة وجب أن تفقد رخصتها كحد أدنى |
Ve ehliyetinin süresi 45 yıl önce dolmuş bir ebeveynin refakatinde. | Open Subtitles | ترافقها إمرأة راشدة رخصتها منتهية المفعول منذ 45 عاماَ |
Ehliyetini yenileyip, cezalarını ödeyene kadar arabasına el konuldu. | Open Subtitles | لقد حجزوا السيارة حتى تدفع الغرامات وتجدد رخصتها ولم تتوسط لها؟ |
Ehliyetini kızınızın mavi cüzdanından aldım. | Open Subtitles | لقد أخذت رخصتها للقيادة من حافظتها الزرقاء، |
Belki fare Ehliyetini alınca ikimizi de götürür. | Open Subtitles | ربما حينما تحصل الفأرة على رخصتها يمكنها أن تقوم بإيصالنا .. |
Eğer isterseniz Ehliyetini kontrol edin. | Open Subtitles | ويمكنك التحقق من رخصتها ان أردت. |
Ehliyetini aldın mı, almadın mı? | Open Subtitles | هل سحبت رخصتها أم لا ؟ |
Dostum, sana Ehliyetini verdi değil mi? | Open Subtitles | لقد أعطتك رخصتها , صحيح ؟ |
Haley geçici Ehliyetini yeni aldı. | Open Subtitles | (هيلي) حصلت على رخصتها التعليميّة للتو. |
Callie Ehliyetini alacak. | Open Subtitles | حسناً, نعم. ستحصل (كالي) على رخصتها |
Ama ehliyeti bile yok. | Open Subtitles | إنها لم تحصل على رخصتها حتى الآن |
Sicili birkaç ufak şeyin dışında gayet temiz. ehliyeti aldındığından zor durumda. | Open Subtitles | وهى فى خطر أن تفقد رخصتها |
Komisyon işitme duyusunu kaybettiğini öğrendiğinde lisansını iptal etti. | Open Subtitles | اللجنة أخذت رخصتها عندما اكتشفوا موضوع سمعها |
Gözaltına alınsaydı, lisansını da alırlardı. | Open Subtitles | إذا تم إعتقال اميليا . ربما سيلغون رخصتها الطبية |
Biri bana lisansını çektiğini söyledi. | Open Subtitles | شخصٌ ما أخبرني أنهم سحبوا رخصتها لمزاولة المهنة |
Ve ehliyetinin süresi 45 yıl önce dolmuş bir ebeveynin refakatinde. | Open Subtitles | ترافقها إمرأة راشدة رخصتها منتهية المفعول منذ 45 عاماَ |
Derhal, ona motorlu araçlar dairesini arayacağını ve ehliyetine el koyduracağını söyle. | Open Subtitles | أخبرها بأنّك ستتصل بدائرة الترخيص وتُطالب بسحب رخصتها فوراً |