Tıbbın Ucuz ve çok etkisiz olduğu bir dönemdi. | TED | كان الوقت التي كانت الأدوية فيه رخيصة و غير فعالة أبداً |
Ucuz ve ne zaman istersem alabiliyorum. | Open Subtitles | ..أنها رخيصة و أستطيع الحصول عليه في أي وقت أريد |
Japonlar sana Ucuz bir kasa sattıkları için iddiayı kazanacak. | Open Subtitles | اليابانيون باعوا لك خزنة رخيصة و هو سوف يربح بسببها |
dün gece resmen Ucuz bir sürtük yaptın beni. | Open Subtitles | يبدو انني و جدت كنت كساقطة رخيصة و ليس كصديقة |
MANPADler ucuzdur ve kara borsada bolca bulunur. | Open Subtitles | نظم الدفاع الجوي المحولة رخيصة و متوافرة في السوق الموازية |
Patates ucuzdur ve fazla da büyümezler. | Open Subtitles | البطاطا رخيصة و ازدهارها قليل جداً |
Ucuz ve adi malzemelerle muhteşem bir yemek yapabilmek, ...aşçılığın en üst seviyesidir. | Open Subtitles | لصنع طعام لذيذ من مكونات رخيصة و متوافرة انة قمة الاداء فى فن الطبخ |
Girdap Manipülatörü... Ucuz ve berbat zaman yolculuğu. | Open Subtitles | بواسطة متلاعب زمني طريقة رخيصة و رديئة للسفر عبر الزمن |
Çirkin, değersiz, Ucuz ve pis olduğumu hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنني قبيحة , متسخة , رخيصة و مهملة |
Ucuz ve fazla bağımlılık yapıcı. | Open Subtitles | رخيصة و عالية الأدمان. |
Ucuz bir takım kokan bir nefes ve yorgun gözler. | Open Subtitles | حلّة رخيصة و... و رائحة الفم الكريهة و العينان الحزينتان |
Hiçbir şey kalmadı sadece Ucuz bir takım ve kösele ayakkabı mı? | Open Subtitles | ولم يبقى إلا.. بدلة رخيصة و زوجان من الأحذية؟ |
Bernie'nin küçük Ucuz bir bar'a gidip kendine özgüveni olmayan bir kaç kız kapması gerek. | Open Subtitles | سيذهب (بيرني) الأن إلى حانةٍ رخيصة و يتقرب فتاةً ما بلا احترام ذات. |