"رديء" - Traduction Arabe en Turc

    • berbat
        
    • Kötü
        
    • iğrenç
        
    • dandik
        
    • boktan
        
    • ucuz
        
    • Bok
        
    • kalitesiz
        
    Daha da önemlisi berbat bir kart oyuncusu. Bana borcu var. Open Subtitles والأهم من ذلك، فهو رديء لاعب بطاقة . انه مدين لي.
    En berbat buluşmanızı düşünün. Open Subtitles فكرواُ بشأن بكُلّ موعد لقاء رديء كَانَ عِنْدَكَمً
    berbat bir avukat bile seçmişti, çıkmamayı garantilemek için. Open Subtitles حتى انه اختار محامي رديء لكي لايخلصه من القضية
    Problem, Kötü yaşam ortamı, Kötü barınma ve mikropların insanlara verdiği zarar. TED سكن رديء, و الحشرات التي تؤذي الناس و لا واحد من ذلك مقيد بجغرافيا
    Mecbursun. Yemeklerinin ne kadar iğrenç olduğunu biliyor musun? Open Subtitles عليك ذلك , هل لديك فكرة كم طعامها رديء ؟
    - dandik kılıç diyorum. - Metali Kötü. Open Subtitles وأنا أخبرك أن النصل رديء إن المعدن غير جيد
    Çünkü hiç kimse yeterince zeki değildir. Sonra da boktan chardonnay şarabı içeceğiz. Open Subtitles لأنّ لا أحد كذلك، وسنشرب خمر عنب أخضر رديء.
    berbat bir şehrin, berbat bir yerinde, berbat bir oda. Open Subtitles إنها غرفة رديئة في جزئ رديء من مدينة رديئة
    Japoncan berbat. Kulaklarımı tırmalıyor. Open Subtitles نطقك لليابانية رديء للغاية إنه يلوث مسمعي
    Betonlamayı beceriksizce yapıp kuyuya su sızmasına ve petrolü berbat etmesine izin vermem. Open Subtitles ولا أضع الدعامات بشكل رديء وأترك ماءً بالحفرة وأفسد العقار كلّه
    Ne kadar berbat olduğumu bağırmadan söylediğinde, gerçekten çok ateşliydin. Open Subtitles اتعرفين, انتِ حقاً مثيرة عندما لا تصرخين علي بشأن كم انا رديء
    Hafıza güvenilir değildir çünkü eğitilmemiş beynin berbat bir depolama sistemi vardır. Open Subtitles لا يمكن الإعتماد على الذاكرة، لأنّ الدماغ غير المدرّب لديه نظام تصنيف رديء
    Rangers beni kestikten sonra ya buraya imza atacaktım ya da ilaç satmak gibi berbat bir iş bulacaktım. Open Subtitles بعد أنْ طردت من فريق "الرينجرز" كان علي التوقّيع هنا أو أحصل على عمل رديء مثل بيع المواد الصيدلانية
    Çünkü bir dahaki sefer, çitleri aştığında evi barkı, pılıyı pırtıyı toplayıp o berbat komşulukların yaşandığı şehre taşınmak zorunda kalacağız. Open Subtitles وسنضطر أن نحزم كل أغراضنا من المنزل وننتقل إلى حيّ رديء في المدينة,
    Sorun şuydu ki, hiç kimse Halley'e St. Helena'da havanın genellikle berbat olduğunu söylememişti. Open Subtitles المشكلة كانت, لم يخبر أحداً هالي بأن الجو في سانت هالي رديء بشكل عام..
    Yeni formüllü, tüm zamanların en iyisi Garbagine hapları Kötü markalılardan ne kadar hızlı işe yarıyor, gör. Open Subtitles ترى مدى سرعة المعادلة الجديدة ، الافضل علىالاطلاق اقراص جارباجين بالقياس لهذا صنف رديء
    Whyte House adına, çok Kötü seyirciler olduğunuzu söylemeliyim beyler. Open Subtitles نيابةً عَنْ منزل وايتي، اريد ان اعلمكم انكم كُنْتَم جمهور رديء.
    Arkadaşım California'ya gitti ve bana tek getirdiği bu iğrenç penisti. Open Subtitles ذهب صديقي إلى كاليفورنيا، وكل ما حصلت عليه هو هذا دسار رديء.
    Hayatıma bir bak, dandik bir indirim mağazasında çalışıyorum Kötü ruhları çağıran bir kitabım var ama tüm bunlar olmadan önce bir geleceğim vardı. Open Subtitles أعني، انظري لحياتي أعمل في متجر رديء ولدي كتاب يستدعي أرواحاً شريرة ولكن تعلمين، قبل حدوث كل هذا
    Dostum, hadi ama, burası çok boktan bi manzara. Open Subtitles الرجل، هيا، وهذا هو مثل هذا الرأي رديء.
    ucuz bir dövme yaptırmana ve kalan hayatın boyunca pişman olacağın bir şey için para harcamana izin verecek değiliz. Open Subtitles لن نتركك تذهب إلى محـل أوشـام رديء و تصرف نقودا على شيء ستندم عليه بقية حيـاتك
    Tüm hayallerim suya düştü, tatlım! Sen en Kötü en iyi arkadaş ve Bok gibi bir kocasın! Open Subtitles أنت رديء أفضل صديقِ بالإضافة , shitty زوج!
    kalitesiz viski ve iskambil için kapışırlar ama mataralarındaki son damlayı paylaşırlar. Open Subtitles مشاجرة على بطاقات أو ويسكي رديء لكنهم يشتركون لآخر قطرة في المقاصف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus