Bu yüzden silaha sadece bir kurşun koydum ve kullanmamayı tercih ederim. | Open Subtitles | لذا لا اضع سوى رصاصة واحدة في هذا المسدس ولا افضّل استخدامها |
Tek bir kurşun girişi var. Yakın mesafeden sırtından vurulmuş. | Open Subtitles | يوجد ثقب رصاصة واحدة في منتصف الظهر من مسافة قريبة |
Bu bir Tek kurşun, Kennedy ve Connally'deki yedi yarayı da açmış olmak zorunda. | Open Subtitles | رصاصة واحدة يجب أن تحدث السبعة جروح الأخرى في كينيدي و كونالي |
Lanet olsun. Tek Bir mermi kalmış. Ne kadar şiirsel. | Open Subtitles | تبقّت رصاصة واحدة سيكون الٔامر شبه شاعريّ |
Tavana bir el ateş ettim. | Open Subtitles | لقد قمتُ بإطلاق رصاصة واحدة تجاه ذلك السقف |
- Yapacak bir şey yok, Denemeye değer. | Open Subtitles | آه، ماذا بحق الجحيم، انه يستحق رصاصة واحدة. |
Tam burada ayağa kalktım ve Tek mermi yok. | Open Subtitles | انظر الي سنتوقف باعلى هنا ولا رصاصة واحدة. |
tek el bile ateş etmedik. | Open Subtitles | لم نطلق رصاصة واحدة في ذلك اليوم |
Sadece bir kurşun kalmıştı. Hâlâ duruyor. | Open Subtitles | لقد كانت هناك رصاصة واحدة متبقية, ومازالت هنا |
Tek gereken patlayıcı jelatine bir kurşun, sonra küçücük parçalara ayrılacağız. | Open Subtitles | كل ما يتطلبه الامر مجرد رصاصة واحدة نطلقها علي الجلاتين المتفجر وسنصبح اجزاء متناثره. صغيرة |
Beynini patlatmaya bir kurşun yeter. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج سوي رصاصة واحدة لتفجير رأسك. |
Hepsini alacak olan küçük bir kurşun. | Open Subtitles | كل ما يتطلبه الأمر هو رصاصة واحدة قليلا. |
Sadece Tek kurşun var. | Open Subtitles | هناك رصاصة واحدة فى الخزينة ذلك كل ما ستحصلين عليه. |
Tek kurşun. Beynine nişan almalıydı. | Open Subtitles | رصاصة واحدة كان من المفترض ان يصوبها نحو الرأس |
Hırsızla karşılaşmış. Vurulmuş. 38 kalibre, Tek kurşun. | Open Subtitles | واجهت الدخيل، فأطلق النار عليها، رصاصة واحدة من عيار 38. |
Bir mermi. Bir parça kendimize fazla güvenmiyor muyuz.? | Open Subtitles | رصاصة واحدة ألم نكن نحن شديدو الثقة نوعا ما؟ |
Bu gerçekten de çok komik, küçük Bir mermi bir anda herşeyi açıkça görmeni sağlayabiliyor. | Open Subtitles | غريب حقاً كيف رصاصة واحدة فجأةً تجعل كل شيء واضح |
Saldırgan geldiğinde bir el ateş etti. | Open Subtitles | قام بإطلاق رصاصة واحدة عندما قام مهاجمه بالدخول |
Aynı fikirde olduğumuza inanamıyorum ama Denemeye değer. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنا الاتفاق معك، ولكن الأمر يستحق رصاصة واحدة. |
Her seferinde yalnızca Tek mermi koyabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني تحميل رصاصة واحدة فقط في وقت واحد |
Carrot, Nakavt Ned'in kaçmasını sağlıyordu. Hem de tek el ateş etmeden. | Open Subtitles | كان (كاروت) يساعد(ناد) القوي على الهرب بدون إطلاق رصاصة واحدة |
Yeni bir suikastçı düşünün, tek bir atış yapmadan ve hatta aynı ülkede bile olmadan suç işleyebilecek bir suikastçı. | TED | تخيل نوع جديد من السفاحين نوع بإمكانه ارتكاب جريمة بدون إطلاق رصاصة واحدة ولا يلزمه حتى التواجد بنفس البلد. |
Senin için bir kurşunun önüne atlamam yetmedi mi? | Open Subtitles | إيقاف رصاصة واحدة لم يكن كافياً بالنسبه إليك؟ |
Ama bir bıçak, bir jilet, bir çekiç ve bir kurşunla bir tabanca da var. | TED | كما يوجد سكين وشفرة حلاقة ومطرقة ومسدس مع رصاصة واحدة. |