Gemide 12 mürettebat, 8 yolcu ve işbirlikçiler var. | Open Subtitles | ثمه 12 من الطاقم و 8 ركاب بالأضافه الى الموالى لنا |
Gemide, diğerleri gibi kötü muamele gören üç biletli yolcu bulunduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أتعلم أن لديك ثلاثة ركاب دفعوا ثمن التذاكر. . . |
Genelde Belçika, Hollanda ve Fransa'daki zengin Yahudiler yolcu vagonlarıyla getiriliyordu. | Open Subtitles | غالبا اليهود الميسورين... من بلجيكا وهولندا وفرنسا يصلون عبر قطارات ركاب |
Kaynaklarımıza göre bütün yolcular taşındıktan sonra CDC uçağı kasıtlı olarak yaktı. | Open Subtitles | هناك مصادر تؤكد ان الطائرة تعرضت لهجوم بعد نقل كل ركاب الطائرة.. |
Atina'ya giden 1066 nolu uçuşun bütün yolcuları uçakta olmalıdır. | Open Subtitles | على جميع ركاب رحلة 1066 لـ أثينا الصعود إلى الطائرة |
KANALDA TRAJEDİ Yedi yolcu Kayıp. | Open Subtitles | مأساة على القنال الانجليزى سبعة ركاب هربوا من موت محقق |
Güvensiz bir yolcu uçağı ya da Doğu Nehri'ne bir şirketin siyanür dökmesi gibi. | Open Subtitles | مثل إطار غير آمن في طائرة ركاب أو شركة ترمي السيانيد في النهر الشرقي |
"Son durakta ise 3 yolcu daha otobüsten iniyor... "ve iki tane biniyor. | Open Subtitles | في المحطة الثانية إلى الأخيرة نزل 3 ركاب من الحافلة وركب إثنان |
yolcu listesi sendeymiş diye duydum ve ona ihtiyacım var. | Open Subtitles | لقد سمعت أنه معك بيان أسماء ركاب الطائرة، |
19 sefer sayılı Londra uçağı yolcu alıyor. | Open Subtitles | ركاب الرحلة رقم 19 المتجهة الى مطار هيثرو في لندن يستعدون للصعود |
uçak yolcu uçağı değildi ki. Kazada mı ölmüş? | Open Subtitles | لكنها لم تكن طائرة ركاب هل قتلت في الحطام ؟ |
Bazıları 8 ila 20 kişi arası yolcu alabilen küçük bir uçak gördüler. | Open Subtitles | البعض رأوا طائرة ركاب صغيرة تسع من 8 إلى 20 راكبا |
Çoğu insan üç yolcu bulamaz, bu yüzden aşağısı bomboş. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من الناس يستطيعون توفير ثلاث ركاب لذا فالمكان خالٍ في الأسفل |
Sen benimle geliyorsun. - Seninle birlikte üç yolcu olduk! | Open Subtitles | لا, أنتِ ستأتين معي لدينا ثلاث ركاب الآن |
403 numaralı Atlanta seferi için yolcular üç numaralı kapıya. | Open Subtitles | ركاب الرحلة 403 المتجهه ألى أطلانطا يستعدون للسفر من بوابة 3 |
Yeni yıl arifesinde tüm yolcular arasından seçilip kaptanın masasında yer almak ne anlama gelir bilir misin? | Open Subtitles | أتعرفين معنى أن يتم اختيارنا من بين كل ركاب السفينة للجلوس على مائدة القبطان ليلة رأس السنة ؟ |
Küçük bir değişiklik. Gemi yolcuları sıkılır. Heyecanlandırmak lâzım. | Open Subtitles | تنويع بسيط، إن ركاب الباخرات يملون بسرعة، ولهذا يحتاجون للحركة |
Bu arada uçuşta bulunan birinci sınıf yolcuları, serbest bırakıldı. | Open Subtitles | غير دعم الإجراءات المتخذة من قبل طاقم الرحلة في هذه الأثناء، تم الإفراج عن ركاب الدرجة الأولى |
Ve görüldüğü gibi, ilk tren yolcularının bazıları domuzlar ve koyunlardı. | TED | و كما ترون, بعض أوائل ركاب القطار كانوا خنازير و خراف |
O titanyumdan yapılmış yapay bir üzengi kemiği. Otoskleroz tedavisi için kullanılır. | Open Subtitles | إنّه عظم ركاب إصطناعي مصنوع من التيتانيوم، يُستعمل في علاج تصلب الأذن. |
Dört kişilik, tek motorlu Cessna'lar. | Open Subtitles | طائرة سيسناس ذات محرك واحد تسع اربعة ركاب |
yolcuların yarısı uçakta Arap tetöristelerin olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | لقد جعلت نصف ركاب الطائرة يؤمنون بأنه لدينا ارهابيان عربيان على متن الطائرة |
Olay yerine ilk varan sahil güvenlik gemisi 7 yolcuyu kurtarmayı başardı. | Open Subtitles | كانخفرالسواحلقد استجاب لاشارة الانقاذ التى ارسلتها الباخرة سبعة ركاب فقط هم من نجوا من هذا الكارثة سالمين |
O yolculardan bazılarının hala hayatta olduğunu öğrensek neler olabileceğini düşünsene. | Open Subtitles | هل تتخيل مالذي سيحدث لو استطعنا ايجاد أحد ركاب الطائرة أحياء؟ |
Bu otel lüks gemi yolcularına hizmet sunuyor. | Open Subtitles | هذا الفندق يرعى ركاب الرحلات البحرية |
uçak yolculuğu kazası, 20.000'de bir. | TED | احتمال تحطم طائرة ركاب ، واحد من 20,000. |