Ve eğer konsantre olursam yeryüzündeki her bir kişinin düşüncesini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لكن إذا ركزت أَعرف بماذا الناس يفكرون في جميع أنحاء العالم |
İşime konsantre olduğum tüm yıllar, varsaydım ki bir gün ben... | Open Subtitles | كل هذه السنوات , ركزت على العمل ,لم أعتقد يوماً اني |
Bir bilim adamı ve mühendis olarak, yıllarca verimlilik üzerine odaklandım. | TED | كعالم ومهندس، ركزت على الفعالية لسنوات عديدة. |
Doğru. dikkatini toplarsan yolundan uzaklaşmazsın. | Open Subtitles | هذا صحيح ، لو ركزت على الهدف فلن تسقط |
Açık Kaynak hareketi pratik yararlar üzerine odaklanır. | Open Subtitles | ركزت حركة المصادر المفتوحة على الايجابيات العملية |
Sanırım yolun karşısındaki posta kutusundan çok ellerimin üzerindeki ellerine odaklanmıştım." | Open Subtitles | ركزت إنتباهي أكثر إلى يديها ثمّ على الديناميت في صندوق البريد بالناحية الآخري من الشارع |
Bak, bir milisaniye odaklanabilir misin? | Open Subtitles | حسنا هلا ركزت ولو لجزء من الثانية ؟ |
Eğer nişan alırken konsantre olursan kesinlikle 12'den vurabilirsin! | Open Subtitles | إذا ركزت عندما تصيب الهدف ستستطيع التصويب نحو نقطة المركز |
Kalabalık yerlere bakanlara konsantre oldum. | Open Subtitles | لقد ركزت على الكاميرات الموجهة نحو ملتقى الممرات |
Ve daha sonra eğer yeterince konsantre olursan, aslında o çatıdan atlayıp uçabileceğini düşünmüştün. | Open Subtitles | انك لو ركزت جامد هتقدر تنط من فوق السطح وتطير؟ |
O yüzden, ilk olarak, kadınların siyasi ve ekonomik olarak güçlenmesine odaklandım. | TED | لذا ركزت في البداية على تعزيز مكانة المرأة اقتصاديا وسياسيا. |
Hem kanserine o kadar odaklandım ki haber vermeyi unuttum. | Open Subtitles | أتعرف ما حدث؟ ركزت على سرطانه و فقدت حكمتي |
Hedefe odaklandım. | Open Subtitles | لقد ركزت على الهدف لقد عدلت بما فيه الكفايه |
Richard'ın Bebe London'la ilişkisini aklından çıkarmaya çalışan Samantha, bütün dikkatini işine vermeye çalıştı. | Open Subtitles | لنسيان خاطر مرافقة (ريتشارد) لـ(بيبي لندن) ركزت (سامانثا) على نفسها في دش أكثر تواضعاً |
odaklanır mısın lütfen? | Open Subtitles | هلّا فقط ركزت ؟ |
İstediğim gibi bir adam olmana öyle odaklanmıştım ki hala olduğun çocuğu kaçırdım. | Open Subtitles | لقد ركزت اهتمامي على رجل أردتك أن تكونه لقد خسرت الفتى الذي هو أنت. |
- Rakamlara odaklanabilir misin? | Open Subtitles | هلا ركزت إنتباهك على الأرقام؟ |
O üç ay boyunca olduğu gibi, ...kendine ve ailene odaklansan, ...çok daha iyi olurdu. | Open Subtitles | كان من الأفضل لو ركزت على نفسك وعلى عائلتك خلال هذه الشهور الثلاثة |
Mitras Tarikatı hem bir dernek hem de Mitras tanrısına tapma üstüne yoğunlaşmış dini bir tarikattı. | Open Subtitles | عبادة ميثرا كانت جمعية وعبادة دينية ركزت على عبادة هذا الإله، ميثرا. |
Biliyorum hepimizden yaşlı olmak senin için zor olmalı, ama diğer şeyleri bırakıp sadece tıpa odaklanırsan bunun senin için çok daha iyi olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | , اعرف انه من الصعب كونك أكبر سناً من الآخرين لكنني أظن أنك ستتقدم أكثر لو أنك تركت كل شئ آخر و ركزت على الطب |
Orada gerçekten odaklanmıştın geçtiğin düzine insandan biri olarak söylüyorum bunu. | Open Subtitles | لقد ركزت جيداً هناك أتحدث كواحدة من العشرات التي سبقتهم |
- Evet, kalede dosyaya zumladım. | Open Subtitles | اجل لقد ركزت على ملف في القلعه |
Olman gerektiği kadar odaklanamadın sanırım. | Open Subtitles | أشعر أنت لست كما ركزت كما يجب أن تكون. |
Bu sefer neye odaklandığımı mı soruyorsun? | Open Subtitles | علام ركزت هذه المرة ؟ |
Ama ben ışıkların tamamiyle zamanlama ve şiddetine yoğunlaşmıştım renklerine değil. | Open Subtitles | لأني ركزت فقط على التوقيت وشدة الومضات، وليس الألوان. |
Eğer işinize odaklanırsanız kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz, | Open Subtitles | قد تشعرين بالتحسن اذا ركزت في عملك |