Bir fırtına gibi ateş ediyordu kendisini arabanın önüne attı. | Open Subtitles | كانت تطلق عاصفة من النار، رمت نفسها أمام تلك السيارة. |
Pencereden bir saksı attı ve üç adamın öldürülmesine yardım etti. | Open Subtitles | رمت المزهريه من الشباك وتسببت بمقتل ثلاث رجال |
Kendini trenden attı. Beş dakika evvel. Beyni oradaki bir duvarda duruyor. | Open Subtitles | لقد رمت نفسها من القطار قبل خمسة دقائق, وتفتت دماغها عندما اصطدمت بحائط |
Baştan çıkarmalarına dayanabileceğimi anladığında, boynumun etrafına bir ilmik fırlattı. | Open Subtitles | عندما اكتشفت أنه يمكنني ان أقاوم إغراءها رمت بعقدة حبل حول عنقي |
Islak bir orospu sana kılıç fırlattı diye... ..yüce yönetici güce sahip olmayı bekleyemezsin. | Open Subtitles | أنتَ لا تستطيع أن تشغل سلطة تنفيذية عليا لأن بعض الأشياء المائية رمت سيف لك |
Ona gönderdiğin herşeyi atmış... çiçekler, çiçekler, 6,000 dolarlık Celestron teleskobu... onu göndermemeliydin, çünkü o benimdi. | Open Subtitles | كلا باربرة ما زالَتْ لاتريد رُؤيتك لقد رمت كل شيئ أرسلته لها |
Üçüncüsü kendini hiç tereddüt etmeden ateşin kalbine attı ve ateş onu eritti. | Open Subtitles | الثالثة رمت بنفسها الى النار و أحترقت بها |
Çantamı camdan dışarı attı. Kaba sözler söylüyor. | Open Subtitles | لقد رمت حقيبتي من النافذة ونعتتني بصفات سيئة |
15 dakika sonra, karısı kendini göle attı. | Open Subtitles | زوجته رمت نفسها في بحيرة، بعد 15 دقيقة لاحقا. |
Kafasından aptalca fikirleri attı ve tezine yoğunlaştı. | Open Subtitles | رمت الأفكار الحمقاء من رأسها و ركزت على أطروحتها |
O zaman, öğretmen Dong Ju'yu aradı sonra telefonunu bir köşeye attı ve onun yanına mı gitti? | Open Subtitles | اذآ هي اتصلت بالطبيب دونغ جو ثم رمت هاتفها هنا وذهبت للعب معه |
Ama ötesi kariyerimi tuvalete attı. | Open Subtitles | لكن الأكثر من هذا هو أنها رمت بمهنتي في الحضيض. |
Ne oldu? 2. Mıntıka'daki kız bir bıçak attı. | Open Subtitles | الفتاة من المقاطعة 2 لقد رمت سكين و لكنني بخير |
Mezuniyet balomda şarkı söyledi, beraber geldiğim kız, sahneye kilodunu fırlattı. | Open Subtitles | لقد غنى في حفلي الراقص الكبير رمت خليلتي ملابسها الداخلية على المسرح |
G-Girl neden bize köpekbalığı fırlattı? | Open Subtitles | لماذا رمت الفتاة الخارقة سمك قرش علينا ؟ |
Sonra şu kaçık kahpe telsizi pencereme fırlattı. | Open Subtitles | ثم رمت هذه الساقطة المجنونة الجهاز على نافذتي |
Yanında durduğum benzin pompasına yanan sigara fırlattı. | Open Subtitles | رمت سيجاره قرب مضخه الوقود التى وقفت امامها |
Leydi Yardly, sadece ışığı söndürdü çığlık tattı, sahte elması çıkarttı ve kolyeyi koridora fırlattı. | Open Subtitles | السيدة "ياردلي" أشعلت الضوء و سحبت نفسها ثم صرخت و رمت بالقلادة في الممر |
Nişanlısının giysilerini ikinci kat camından atmış. Bunu yapmalarından nefret ediyorum. | Open Subtitles | رمت ثياب خطيبها من الطابق الثاني، أكره عندما يحصل هذا. |
Durumu kötüyken oda arkadaşının suratına kaynar su atmış diye duydum. | Open Subtitles | سمعت بأنها ذات مره في الساحة رمت ماءً مغلياً على وجه شريكتها في السكن |
Birkaç genci arabanın penceresinden dışarı çekmiş ve karısını arka koltuğa atarak çekip gitmiş. | Open Subtitles | سحب بعض المراهق خارج رمت النافذة زوجته في الظهر وأقلعت. |
İğneleri bana fırlatınca, tokatladım. | Open Subtitles | صفعتها بعد أن رمت الدبابيس علي |