Sen, beş yard geriye git. topu oyuna sen sokacaksın. | Open Subtitles | كنت احتياطيا حوالي 5 ياردة كنت ستعمل رمي الكرة فيها |
Erkekler ve kadınlar topu uzağa atabilme konusunda farklıdır. | TED | أحد الأشياء التي يختلف فيها الرجال والنساء هو مدى إمكانيتهما في رمي الكرة بعيدًا. |
Birkaç erkek topu uzağa atabilirken birkaçı da hiç uzağa atamıyor ama çoğu ortalama bir uzaklık yakalıyor. | TED | يستطيع بعض الرجال رمي الكرة بعيدًا جدًا بينما لا يستطيع قلة آخرون فعل ذلك إطلاقًا، ولكن الأغلب يرمونها لمسافة متوسطة. |
Gitmeden önce eski günlerdeki gibi bahçede Mojo'ya top fırlatıyordum. | Open Subtitles | وكنت رمي الكرة لموجو لأجل الوقت القديم في الفناء الخلفي، |
Yangın nerede? Çöp kutusuna top atmak. | Open Subtitles | رمي الكرة في سلة المهملات، هل هذا أمر هام؟ |
Umarım sol kolunla atış yapabilirsin. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون بإستطاعتك رمي الكرة بيدك اليسرى |
top fırlatmayı biraz bırakıp saati bulmamda yardımcı olur musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنك التوقف عن رمي الكرة ومساعدتي في ايجادها؟ |
Aslında sıradan bir erkek, topu tüm kadınların %98'inden daha uzağa atabilir. | TED | في الحقيقة، يستطيع الرجل رمي الكرة بمعدل أكثر بنسبة 98٪ من كل النساء. |
Biraz da bir topu atmakla bir kuşu bırakmak arasındaki fark gibi. | TED | هذا يشبه قليلا الفرق بين رمي الكرة والإفراج عن طير ما. |
topu arkandan atmayı, arkan dönük sayı yapmayı. | Open Subtitles | كيفية تمرير الكرة خلف ظهرك وكيفية رمي الكرة باتجاه الخلف |
- Lise birinci sınıftayken izlemiştim. topu istediği yere gönderiyor. | Open Subtitles | شاهدته في نهائيات المدرسة ويستطيع رمي الكرة بشكل جيد |
topu hep geri verdim. - Öyle yapmalı. | Open Subtitles | لا أحمل منهم أي ضغينة أنا فقط أقوم بأعادة رمي الكرة عليهم |
Her oyunu kazanmak için biraz daha hızlı koşmayı, topu biraz daha uzağa atmayı canın isteyecek. | Open Subtitles | ستشعر بالرغبة في الركض أسرع قليلاً وفي رمي الكرة حتى مسافة كافية للفوز في كل مباراة |
Şu topu kapıya vurmayı kesersen ben de babanla konuşabileceğim. | Open Subtitles | أريدكِ أن تتوقفي عن رمي الكرة على الباب لكي أتكلم مع والدك. |
Bir adam bunu incittiğinde, saçını tarayamaz, top bile atamaz. | Open Subtitles | أنا يخترق ذلك، وقال انه لا يمكن حتى تمشيط شعره، ناهيك عن رمي الكرة. |
İkiniz! Evde top oynamak yok. | Open Subtitles | أنتما الاثنان، رمي الكرة ممنوع داخل المنزل |
Ve ilk atış konusunda size başarılar Sayın Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | وحظا سعيدا مع رمي الكرة الليلة، السيد نائب الرئيس |
İlk atış için topu fırlatan, yenilenen zorba Homer Simpson. | Open Subtitles | والآن من أجل رمي الكرة الأولى المتنمر التائب (هومر سيمبسون) |
A grubu fiziksel olarak tek elli serbest atış pratiği yaparken, B grubu yalnızca zihinsel pratik yaptı. | TED | المجموعة (أ) تتدرب على رمي الكرة بينما المجموعة (ب) تتدرب عقلياً، أي بالتخيل أنهم يرمون الكرة. |
Bilmiyorum. Neden fırlatmayı denemiyorsun? | Open Subtitles | لا أدري ، لمَ لا تحاول رمي الكرة ؟ |