Dolayısı ile aslında İsveç ve Tayvan'da ve Rusya ve başka yerde bir virüsü engellediğimizi gerçek zamanlı olarak görebiliyoruz. | TED | لذا نحن نرى في الوقت الحقيقي اننا قد اوقفنا فيروس في السويد و تايوان و روسيا و اماكن اخرى |
Çin, Rusya ve bir çok ülke sanal saldırı yeteneklerini arttırmaya çalışıyor kesinlikle yaptıkları şey bu. | TED | في الصين و روسيا و في العديد من الدول الأخرى و التي تشهد أعمال قرصنة على الانترنت، هذا ما يفعلوه بالتحديد. |
Tıpkı Rusya ve Amerika gibi. Ne diyorlardı hani? | Open Subtitles | مِثلَ روسيا و الولايات المُتَحِدَة، ما اسمُ ذلك؟ |
Rusya ve Amerika'yı savaştırır... ve böylece ikisini birden yok edersiniz. | Open Subtitles | فو فقط كان غبي فأنت لا يجب أن تحارب روسيا و أمريكا ولكن دع روسيا و امريكا يحاربون بعضهم البعض |
Başkan Yanukoviç Rusya ile anlaşma yaptı ve böylece ülkeyi AB'den daha da uzaklaştırdı. | Open Subtitles | برَمَ الرئيس يونكوفيتش اتفاقا مع روسيا و بفعلته هذه قام بإبعاد أوكرانيا عن الإتحاد الأوروبي أكثر فأكثر |
Rusya ve ailemin geçmişiyle ilgili araştırma yapmıştım. | Open Subtitles | مرّت علي فترة من الزمن ، أردت فيها أن أعرف أكثر عن روسيا و عن تاريخ عائلتي |
isgal altindaki Fransa, Rusya ve Polonya'dan sonra Nazilere en büyük sayida isçi saglayan ülkedir. | Open Subtitles | بعد روسيا و بولندا كانت فرنسا المحتله هى البلد الذى زود النازيين بالعدد الاكبر من العمال |
Rusya ve Çin'in dış işleri bakanları ısrarcı uyarılarına rağmen A.B.D. Başkan'ı tasarıyı kabul etmek üzere. | Open Subtitles | وزراء خارجية كلاً من روسيا و الصين كثفوا تحذيراتهم ضد الولايات المتحدة طالما حافظ الرئيس على حل المشكلة. |
Bu piyesin Rusya ve İsrail'de yasaklandığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أن هذه المسرحية ممنوعه من العرض في روسيا و إسرائيل؟ |
Görebildiğiniz gibi Rusya ve Türkiye arasındaki savaş günün önemli haberlerindendi. | Open Subtitles | كما ترون، كانت الحرب بين روسيا" و"تركيا" تتصدر الأخبار" |
Böylece Britanya Rusya ve Almanya'yla aynı anda savaşma riskinden de kurtulmuştu. | Open Subtitles | و بذلك تكون ( بريطانيا ) قد أعلنت حرباً على كل من ( روسيا ) و ( ألمانيا ) فى ذات الوقت |
Rusya ve Balkanlar üzerinden Avrupa içlerine yayıldılar. | Open Subtitles | (ومن هناك وعبر (روسيا" "(و(البلقان) أنتقلوا إلى (أوروبا |
Eğer bu olursa, Rusya ve Japonya arasında kaçınılmaz bir savaş olacak. | Open Subtitles | إذاحدثذلك,فالحربالتيبين(روسيا) و ( اليابان ) ستكون مستحيلة التجنب |
Rusya ve Çin de yeni çözümlere uyum sağlamalı. | Open Subtitles | كلتا( روسيا)و ( الصين) يجب أن يجربوا الطرق الجديدة. |
Bu gece gökyüzü yıldızlarla doluyken, devlet adamları ve ünlüler, Rusya ve Büyük Britanya'nın liderleri tarafından imzalanacak Geceyarısı Barışı Anlaşması'nı kutlamaya geliyorlar. | Open Subtitles | المشاهير في الخارج اليوم كمسؤلين الدولة وغيرهم يجتمعون للأحتفال "بأتفاقية السلام" بمنتصف الليل "من قبل "زعماء روسيا" و "بريطانى العظمى |
Müvekkilim, Rusya ve Asya'da saygıdeğer bir iş adamıdır. | Open Subtitles | موكلي رجل أعمال محترم في (روسيا) و في آسيا |
Rusya ve Doğu Avrupa'daki istihbarat operasyonlarımızı karşılayamayacağımız kadar geriye götürecek bizi. | Open Subtitles | سوف يثبّت أيضا نشاطات مخابراتنا في (روسيا) و(أوربا الشرقية) بأشكال لا يمكننا تحملها الآن |
Ivan, Rusya ve Amerika arasındaki o silahları yok etme anlaşma tasarısına yardım etti. | Open Subtitles | إيفان) ساعد مشروع الاتفاق الإطاري بين) روسيا) و(أمريكا) للقضاء على تلك الأسلحة) |
Dışişleri Bakanlığı ihtiyacı olan son şey Rusya ile tartışmak ve İçişleri Bakanlığı suçlulara sığınma teklifinde bulunmuyor. | Open Subtitles | آخر شيء تريده وزارة الخارجية هو جولة أخرى مع روسيا و وزارة الداخلية لا تعطي حق اللجوء للمجرمين |
Rusya ile Gürcistan arasında birden patlak veren bu beş günlük savaş, Gürcistan'ı hiç olmadığı kadar bölünmüş bir hale düşürdü. | TED | مما أدى الى اضطرار اشتعال حرب استمرت 5 ايام بين روسيا و جورجيا مخلفةً - الحرب - جورجيا مقسمة أكثر مما كانت عليه |
Rusya ile Kore arasındaki gizli ilişkileri bulmak ve bunlara karşı önlem almak için Japonya'dan emir geldi. | Open Subtitles | "ولقد تلقينا أوامر من "اليابان لإكتشاف المعاملات السرية "بين "روسيا" و"كوريا وعمل إجراءات مضادة |