Ve bu da, esasında Richard'ın söylediği derin şey: Bir şeyi anlamak için, küçük parçalarını anlamak lazım. Etrafındaki her şeyden azıcık anlamak lazım. | TED | ولذا، فأنه شئ عميق أن تحدث ريتشارد حول: لفهم أي شئ، يتوجب عليك فهم قليل من القطع. شئ قليل عن كل شئ يحيط به. |
Richard Gizbert: Norveç, medyaya nispeten daha az ilgi duyan bir ülke. | TED | ريتشارد غيزبرت: النرويج هي الدولة التي تحصل نسبيًا على تغطية إعلامية قليلة. |
Tamam. DH: Richard'ın yardım etme vakti geldi. Oo, iyi, tamam. | TED | دان هولزمان : يجب ان يساعدنا ريتشارد الآن آه .. حسناً |
RW: New York projesinin durumu nedir? | TED | ريتشارد: في أي مرحلة أصبح مشروع نيويورك؟ |
Tahmin ediyoruzki Richard Rich şu sıralar burada olacak. | Open Subtitles | ويبدو أن السيد ريتشارد ريتش سيصل هنا في أي لحظة. |
RL: Bunu anlıyorum ve internetin faydalı olduğu görüşüne katılıyorum, ancak bu internetten daha büyük | TED | ريتشارد: انا اتفهم ذلك, وفي الواقع احمل نفس الفكره عن الانترنت و اضيف ان الامر اكبر من الانترنت. |
Bu bir Anish kapoor un bir Richard Serra uzerinden akmasi gibi. | TED | إنها كمنحوتة للفنان آنيش كابور تتدفق من خلال منحوتة للفنان ريتشارد سيررا |
En akıllılarından üçü: Stan Ulam, Richard Feynman ve John von Neumann'dı. | TED | وكان من أذكى ثلاثة ستان أولام، ريتشارد فينمان و جون فون نيومان |
Bu Richard Muthama Peter, ve Kibera’da gezgin bir sokak fotoğrafçısı. | TED | وهذا هو ريتشارد موثاما بيتر، وهو مصوِّر فوتوغرافي متجوِّل في كيبيرا. |
Ancak 1972'de Sovyetler Birliği'yle büyük çapta bir tahıl satışı için görüşülürken Başkan Richard Nixon bu kısıtlamaları kaldırdı. | TED | ولكن في عام 1972، أزال الرئيس ريتشارد نيكسون هذه القيود أثناء التفاوض في مبيعات ضخمة للحبوب إلى الاتحاد السوفيتي. |
Ağabeyiniz Aslan Yürekli Richard'ı kendi isteğinizle mi tahttan indiriyorsunuz? | Open Subtitles | أهي إرادتك الحرة أن تخلع أخيك.. ريتشارد, قلب أسد انكلترا؟ |
Dr. Richard Kimble'la onun bi alakası var mıydı acaba? | Open Subtitles | هل عرف أو كان علي علاقة مع الدّكتور ريتشارد كيمبل؟ |
Sevgili Richard, gördüklerimden açıkça anlaşılıyor ki Rashid'in evi ölümüne doğru gidiyor. | Open Subtitles | عزيزى ريتشارد بعد ما رايتة منزل ال رشيد على وشك ان يسقط |
Yanımda Richard Glover var. 105'ten doğuya doğru geliyor. 110'a yaklaşıyor. | Open Subtitles | ريتشارد جلوفر معي انه على طريق 105 شرقا يقترب من 110 |
Yargıç Richard Kibler bugün 16 ay hapis cezasına çarptırıldı. | Open Subtitles | حُكم القاضي ريتشارد كيبلر اليوم ب 16 شهر في السجن |
Bay Wieland, ben Richard Armus. Başkanın Gizli Servis mavi birimindenim. | Open Subtitles | سيد ويلاند ، انا ريتشارد ارمس من الوحدة السرية الزرقاء للرئيس |
RW: Ekrandaki resim, Disney mi? | TED | ريتشارد: الصورة في الشاشة هل هي لديزني؟ |
Ben Rich Baraniuk. Ve bugün hakkında konuşacaklarım, son iki günde konuşulan şeylerle büyük yansımaları olduğunu düşündüğüm fikirler. | TED | أنا ريتشارد بارانيك. وما أريد الحديث عنه قليلاً اليوم هو بعض الأفكار التي أعتقد أن لها صدى كبير مع كل الأشياء التي تم الحديث عنها في اليومين الماضيين. |
RL: Bu argümanı cidden anlamıyorum. | TED | ريتشارد: انا في الواقع لا افهم هذه المغالطه. |
Laura Pritchard'ı sevmem. Guatrı var. | Open Subtitles | انا لا احب لورا ريتشارد ان لديها لحمية فى الأنف |
Ayrıca Richie, kahvaltıyı kaçırmamalısın. Hâlâ gelişme çağında bir çocuksun. | Open Subtitles | بالإضافة إلي أن ريتشارد لا يمكنه أن يتخطي الافطار فتي ناضج متنامي مثلك |
Adım Richards Berry ve dünyadaki en iyi mesleklerden birine sahibim. | TED | اسمي ريتشارد بيري، وأعمل في واحدة من أفضل الوظائف في العالم. |
RT: Bir sonraki buluşum, ben bir elektrikli çit yapmak istiyorum. | TED | ريتشارد: إختراعي القادم هو، أريد أن أصنع سور مكهرب. كريس: سور مكهرب؟ |