| Meydan'da tek Bir bira şişesi bile yoktu, bu bir gerçek. | Open Subtitles | لم يكن هناك زجاجة بيرة واحدة في الميدان حتى، هذه حقيقة |
| Bu geri zekâlı Clark, bana Bir bira için tam on bin pi verdi. | Open Subtitles | انه احمق يا كلارك اشترى زجاجة بيرة واحدة لى |
| Ne içtin, Betty, Bir bira falan mı? | Open Subtitles | ما كان لديكي، بيتي وكأنها زجاجة بيرة وحيدة؟ |
| bira şişesi de, her şey olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تكون زجاجة بيرة يمكن أن تكون لاى شئ |
| Maggie, ne diyorum biliyor musun bir birayı bölüşmeye ne dersin? | Open Subtitles | ماجي، سأخبرك شيئا ما رأيكم نتقاسم زجاجة بيرة |
| Eğer cenazeme gelmek zorunda kalırsan bana playstation falan getir. Hiç değilse meşgale olur. | Open Subtitles | أحضر لي زجاجة بيرة ليكون لدي على الأقل شيء أستيطع شربه |
| Burada bir şişe bira olacaktı. | Open Subtitles | كان هناك زجاجة بيرة لعينة هنا |
| Anlamıyorum. Dün gece sadece birer tane bira içtik, değil mi? | Open Subtitles | لا أفهم هذا، كلانا شرب زجاجة بيرة أمس، صحيح؟ |
| İçeri girebileceğim zaman Bir bira kutusu koy cama. Tamam. Ben Joy'un bu Noel'ini mahvetmemeye çalışırken, | Open Subtitles | ضح زجاجة بيرة على النافذة عندما يكون الوضع أمن للدخول حسننا |
| Yapma böyle. Haydi, Bir bira daha içelim. | Open Subtitles | لا ، لا تكونى بهذا الشكل ، هيا ، فالنحتسى زجاجة بيرة أخرى |
| Sanırım kendime Bir bira alacağım. | Open Subtitles | إعتقدت بأن أذهب وأحضر زجاجة بيرة لنفسي |
| Tamam, Bir bira. Ama sen ısmarlıyorsun. | Open Subtitles | حسنا ، زجاجة بيرة ولكنك ستشتريها |
| Bir bira sorun yaratmaz. | Open Subtitles | زجاجة بيرة واحدة لن تمثل مشكلة |
| Hepsini Bir bira için parçalardım! | Open Subtitles | مستعد لتحطيمهم جميعًا من أجل زجاجة بيرة حقيرة! |
| - Tamam, sadece Bir bira içeceğim. | Open Subtitles | -حسنا، سأتناول زجاجة بيرة واحدة فحسب |
| Arkasına bira şişesi sokmuşlar ve şişeyi kırmışlardı. | Open Subtitles | و شقوا زجاجة بيرة داخل مؤخرته وبعد ذلك، كسروا الزجاجة |
| Karnına kurşun boru girdiğini gördüm, sırtına bar taburesi yedi koca kafasında bir milyon bira şişesi kırıldı. | Open Subtitles | لقد رأيته يتلقى أنبوب رصاصي في معدتهوالقضيبخرجمنظهره .. وقرابة مليون زجاجة بيرة كسرت على ذلك الرأس الكبير. |
| Hem bu yüzden, hem de birisi kafamda bira şişesi kırdığı için. | Open Subtitles | هذا و لأن أحداً كسر زجاجة بيرة على رأسي. |
| Bize bir birayı yedi dolara satıyorlar. | Open Subtitles | يقومون بشحننا مثل سبعة دولات لكل زجاجة بيرة |
| Sattığım adam, Ali Komunyakaa bir birayı bile bitiremezdi sarhoş olup Ventura'da arabayla uçurumdan uçmuş. | Open Subtitles | (الرجل الذي بعتها له (علي كومنياكا لم أره ينهي زجاجة بيرة قط يشرب حتى الثمالة (ويقود سيارته من أعلى تل في (فينتشورا |
| Eğer cenazeme gelmek zorunda kalırsan bana playstation falan getir. Hiç değilse meşgale olur. | Open Subtitles | أحضر لي زجاجة بيرة ليكون لدي على الأقل شيء أستيطع شربه |
| - Evet efendim? - Bir şişe bira. | Open Subtitles | زجاجة بيرة - نعم يا سيدى - |
| - 8,800 tane bira alabilirsin mesela. | Open Subtitles | يمكننا أن نشتري 8000 زجاجة بيرة على سبيل المثال. |