Şimdi, bugünün Fransa'sı Galya'nın batı kıyısının yakınındaki tarım yapan küçük bir köyde Veneti kabilesinde oturan bir druid. | TED | هي الآن كاهنة مقيمة لقبيلة فينتي في قرية زراعية صغيرة بالقرب من الساحل الغربي لغال فيما يعرف الآن بفرنسا. |
Ayrıca daha az tarım alanıyla da daha çok gıda üretmeliyiz. | TED | سنحتاج أيضًا إلى زراعة الغذاء باستخدام أراضي زراعية أقل. |
Bunu yapmamak aynı verimli bir tarım alanı ve binlerce tohuma sahip olup hiç tarım yapmamak gibidir. | TED | الفشل في عمل هذا كالحصول على أرض زراعية دون زراعتها. |
Burasının gözün alabildiğine geniş bir çiftlik arazisi olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر عندما كان كل هذا أراضى زراعية على مدى البصر. |
Sonra da köylülere yeni ve daha yararlı zirai yöntemler öğretmenizi istiyorum. | Open Subtitles | ،وعندها أرغبُ بأن يتعلمَ السكانُ الجدد من طرقٍ زراعية للأكثرِ فعاليةً |
Ama şimdi bir çözümümüz var. Yemek pişirme yakıtı üretmek için tarımsal atıkları kullanmak. | TED | ولكن الآن لدينا طريقة تستخدم بقايا مواد زراعية لصنع وقود للطهي. |
Çiftiçiler sürdürülebilir tarıma sahip çıkmak istediklerini bize söylerler, ama yardıma ihtiyaçları var. | TED | فالمُزارعون يُخبروننا بأنهم يُريدون تبَنّي أساليب زراعية مُستدامة، ولكنّهم يحتاجون إلى بعض المُساعَدة. |
Daha çok iş, tarım ya da ekonomiye sahip olmak için tüm ormanları kesmeye ihtiyaç yok. | TED | لانحتاج لمسح قطع كل الغابات للحصول على وظائف اضافية واراضي زراعية واقتصاد افضل. |
Sahel bölgesinde henüz kullanılmamış bir tarım potansiyeli var. Bu potansiyeli harekete geçirmenin yolu da piyasa şartlarını değiştirmek. | TED | يوجد إمكانات زراعية غير مستغلة في الساحل، وكل ما يتطلبه الأمر هو تغيير حالة السوق لتفعيل هذه الإمكانات. |
Her endüstride insana ihtiyacınız olduğu anlamına geliyor, ister tarım isterse yapay zeka olsun. | TED | يدل ذلك على أنك بحاجة إلى كوادر في كل القطاعات سواء كانت زراعية أو ذكاء اصطناعي، |
Her il tarım için kendi pazarına sahipti. | TED | كل مقاطعة لديها سوق منتجات زراعية خاص بها |
Garcia'ya Orta California'daki çözülmemiş ölümlü hırsızlıklara bakmasını... ve küçük tarım kasabalarına odaklanmasını istedim. | Open Subtitles | جعلت غارسيا تبحث في كل جرائم القتل و السطو في وسط كاليفورنيا مع الاهتمام المركز على بلدات زراعية صغيرة |
Önce yatırımcılarını kaybettin şimdi de mecliste tüm o arazinin tarım arazisine dönüştürülmesi konuşuluyor. | Open Subtitles | أولاً خسرت مستثمريك الآن هناك تحرك قبل أن يعيد المجس الأرض لتكون زراعية |
Bir tarım firmasında botanikçi olarak çalışıyordum. | Open Subtitles | ذهبت للعمل كعالم نبات في شركة هندسة زراعية |
Evet, büyük ilaç şirketleri, büyük tarım şirketleri, önemli şahıslar, güvenlikler... | Open Subtitles | أجل، شركات أدوية كبيرة، وشركات زراعية كبيرة ومجموعة من كبار الزوار وحراسة مشددة. |
Çocuklarımın, tarım Bakanlığı Gençlik Kampları'na katılmalarını isterdim. | Open Subtitles | نوعًا ما أتخيل أطفالي يأخذون دروسًا زراعية. |
Meksika'dan ucuza çiftlik arazisi alırız ve bir girişimde bulunuruz. | Open Subtitles | إذاً ، نأخذ أرض زراعية مكسيكية رخيصة و نعمل فيها |
40,000 mil karelik bir alan çiftlik. | Open Subtitles | حوالي 4000 ميل مربع في الدولة هي أراضي زراعية |
O, küçük bir çiftlik kasabasındandı, değil mi? | Open Subtitles | إنها من بلدة زراعية صغيرة . ألستِ كذلك ؟ |
Çok gerekli olan zirai aletleri taşıyan konvoyu yolundan alıkoyuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعطلون قافلة تحمل معدات زراعية مطلوبة جداً |
Concordia'nın bir zirai bölge olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت ان كونكورديا كانت مستوطنة زراعية |
Bu Kansas'taki tarımsal alanı gösteren bir fotoğraf. | TED | هذه صورة تُظهر أرضًا زراعية في ولاية كانساس. |
1000 hektar hem tarıma hem de hayvancılığa elverişli arazi. | Open Subtitles | مساحتها ألف فدان ومزيج من أرض زراعية وماشية |
Peki, yani, hastalığa direncini arttırabiliriz; hasat miktarını çiftçilik tekniğinde radikal çözümlere başvurmadan, ve maliyetini değiştirmeden artırabiliriz. | TED | يمكننا التركيز على تحسين مقاومتها للأمراض يمكننا ان نصل لمستويات انتاج عالية وبدون الحاجة الى تقنيات زراعية متقدمة او تكاليف اضافية |