Patentlerini yasadışı olarak ihlal ettiğini iddia edip, adama dava açmışlar. | Open Subtitles | زعموا أنه يتعدى على براءة إختراعهم بطريقة غير مشروعة وقاموا بمقاضاته |
Müvekkilimin annesini öldürdüğü iddia edilerek, kendisini balistik ve adli olarak böyle bir olaya bağlayan hiç bir şeyin olmaması dışında. | Open Subtitles | بأستثناء عندما زعموا انها قتلت والدتها جريمة لم تقدر الولاية ابدا على ربطها بموكلتى من خلال فحص القذائف او الادلة الجنائية |
Onların iddia ettiği saatte düşmüş olsaydı, Sound'a sürüklenmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | لو أنّها إختفت عندما زعموا ذلك، لكانت قد إنجرفت إلى اللسان البحري. |
Fabrikalarının hastalıklarla bağlantısı olmadığını iddia etmişti. | Open Subtitles | و زعموا أنه لا يوجد دليل مباشر يربط بين مصانعهم و تشخيص المرضى |
Sonra, kısa bir süreliğine bizden ayrıldı ve geri döndüğünde daha iyi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | ثم ابتعدت عنّا قليلاً و عندما عادت زعموا أنها أصبحت بحال أفضل |
Fabrikalarının hastalıklarla bağlantısı olmadığını iddia etmişti. | Open Subtitles | و زعموا أنه لا يوجد دليل مباشر يربط بين مصانعهم و تشخيص المرضى |
Ama polis kaçakçının gerçek isimini bulamadı ya da tutuklayamadı bir kaç müşterisinin 1995 yılında onu tarif ettiğini iddia ettiler. | Open Subtitles | لكن بينما الأمن الوطني لم يستطع الكشف عن إسمه أو القبض عليه لقد زعموا عدة أشخاص يوصفونه |
Komünist isyancılar için senin silah sakladığına dair istihbarat olduğunu iddia etmişler. | Open Subtitles | زعموا ان لديهم معلومات استخباراتية انك كت تخبأ المتمردين الشيوعيين |
Hükümet iktidara geçince, onun halkın malı olduğunu iddia ettiler. | Open Subtitles | عندما إستولت الحكومه الحاليه علىالسلطهبالقوه... زعموا أن الماسه ... هي ملكاً للشعب. |
Şu an ki hükümet gücü elegeçirdiğinde... elmasın halka ait olduğunu iddia etti. | Open Subtitles | عندما إستولت الحكومه الحاليه علىالسلطهبالقوه... زعموا أن الماسه ... هي ملكاً للشعب. |
Tüm Grayson ailesi de orada olduklarını iddia ediyor. | Open Subtitles | وكل آل "غرايسون" زعموا انهم كانوا هناك جميعاً، أيضاً |
Kazadaki görgü tanıkları Inyar Gölü yakınlarında yer alan ve barışçıl bir gösteri yapan yüzlerce öğrencinin askerler tarafından, menzil sahalarında vurulduğu ve öldürüldüğünü iddia etti, pek çok gösterici de ciddi yaralanmalara maruz kaldı. | Open Subtitles | شهود عيان في الحادثة زعموا أن المئات من الطلاب شاركوا في تظاهرات سلمية بجانب بحيرة (إينيار)، تم الإطلاق عليهم وقتلهم من قبل الجنود عند نقطة النطاق الأسود، |
Yandaşları tutuklama emrinin amacının onu susturmak olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | داعميِه زعموا بأن المُذكِّرة هي وسيلة لإسكاتِه. |
Bu çocukların her biri onlardan başka kimsenin göremediği Drill adında... bir arkadaşı olduğunu iddaa ediyor. | Open Subtitles | لكن كلاً من هؤلاء الأطفال زعموا بأن لديهم صديق يدعي دريل الذي ليس فى مقدور أحد آخر أن يراه |