"زلتَ" - Traduction Arabe en Turc

• Hâlâ

Hâlâ doğru fikirle geleni ödüllendirecek, yanlış fikirle geleni cezalandıracaksın.
وما زلتَ ستكافئ صاحب الفكرة الصحيحة وتعاقب صاحب الفكرة الخاطئة

"Maaşın Hâlâ aynı mı canım?" cümlesini ima olarak adlandırabilirsiniz.
إن كنتم تَدعُون،" لا زلتَ تقبض نفس الراتب، عزيزي؟" تلميحًا.

Bana Hâlâ bu gözle bakıyorsan burada kalmayı tercih ederim.
إن ما زلتَ تنظر إلي بهذه الطريقة إذاً أفضل القاء هنا

Teknik olarak söylersek, Hâlâ personeldensiniz. İstifa etmemişsiniz.
تقنيا، ما زلتَ من الموظفين لم تستقل أبدا

- Dur bakalım. Bu benim işimdi. Sen Hâlâ ilk sıradasın.
انتظري، ظننت أن هذا عملي أنا - ما زلتَ الأول -

Hâlâ bunun bir tuzak olmadığından emin değil misin?
هَلْ ما زلتَ غير متأكّد إذا ما كان الأمر فخّاً؟

Sen Hâlâ yastasın ve hafta sonları burada değilsin değil mi?
لا زلتَ في مرحلة الحزن ولم تكن هنا عطلة الأسبوع هذه بكل الأحوال، صحيح؟

Peki Hâlâ önceki gibi mi hissediyorsun babanda kalmaya hazır olmadığını...
إذاً ما زلتَ تشعر بما شعرته من قبل أنكَ لست مستعداً للبقاء مع أبيك، ليس بعد

Tabii. 14 yaşında ama Hâlâ aptal gibi davranıyor.
بالطّبع. 14 عاماً وما زلتَ تتصرّف كشخص غبيّ

Hâlâ lisansın olduğu için şanslısın.
في موقعِ المساءلة ومن حسنِ حظّكَ أن ما زلتَ محتفظاً بشهادتك

Kafeinsiz kahve işine girip daha çok para kazanabilir ve Hâlâ mütevazi hayatına devam edebilirsin.
يمكنكَ جنيُ مالٍ أكثر وأنتَ تصبُّ القهوة ومع ذلكَ ما زلتَ رئيساً للمجانين

Bana karşı Hâlâ bir şeyler hissettiğin ve geri dönmemi istediğin için mi böyle söylüyorsun?
أتقول ذلك لأنّكَ ما زلتَ تكن مشاعراً تجاهي وتريدني أن أعود؟ بل أقول ينبغي ألا يمثل ذلك مشكلة

Hâlâ ameliyatı yaptığımızı düşündüğüne göre ben de son sekiz saattir mesajlarını kontrol etmediğini düşünüyorum.
وأنا أفترض بما أنّكَ ما زلتَ تخالنا أجرينا الجراحة فعلاً

Bunun mecazi bir tuzak olduğunu anlamadın mı? Kolların, bacakların Hâlâ sağlam.
تدرك أنّه شرك مجازيّ ليس إلا، ما زلتَ تحتفظ بأطرافكَ كلّها

Söyleyecek bir şeyin yok ama Hâlâ hayatımı sen yönetiyorsun.
ليس لديك شيئا لتقوله ولكن ما زلتَ تحكم حياتي

Güvenimizi kazanmış olabilirsin ama burada Hâlâ bilinmeyen bir varlıksın.
ربّما اكتسبتَ بعض الثقة هنا، لكنّكَ ما زلتَ بالنسبة له كياناً مجهولاً.

Görüyorum da, Hâlâ bir prens gibi giyiniyorsun sana verdiğim hayattan kaçmana rağmen.
ما زلتَ ترتدي ثياب أمير كما أرى، بالرغم مِن هروبكَ مِن الحياة التي منحتُها لك.

Hâlâ annemizle yaşıyorsun ve çalışmıyorsun.
فأنتَ ما زلتَ تقطن مع أمي ولا تملك عملاً

Yaptığım şeyden veya yaptığımı düşündüğün şeyden iğreniyor olabilirsin ama Hâlâ oğlumsun.
قدْ تبغض ما فعلتُه, أو ما تظنني فعلته و لكنّكَ لا زلتَ إبني

Bay Gardner, Hâlâ ormandaki ağaçları görebilme şansınız var.
سيد غاردنر، ما زلتَ لا ترى الغابة من خلال الأشجار