Hâlâ ortağı olduğumu sanıyor. Talimatları bekliyorum. | Open Subtitles | "وما زالت تظن أنّي زميلها في انتظار التعليمات" |
Hedef bana güveni tam. Hâlâ ortağı olduğumu sanıyor... | Open Subtitles | "الهدف يثق بي ثقة عمياء، وما زالت تظن أنّي زميلها" |
ortağı açığa alındı. Polis memuru sürüldü. | Open Subtitles | "مقتل ضابطة في أمبوش وتوقيف زميلها" |
İş arkadaşı mı yoksa dost mu? | Open Subtitles | لاأعرف ان كنت فقط زميلها في العمل أو صديق |
İş arkadaşı ambulans çağırmış. | Open Subtitles | زميلها إتصل بالإسعاف |
Saf bir adamı baştan çıkarır, ilişkiye girer ve bir bardak viski ikram eder. | Open Subtitles | تغوي زميلها تعاشره ثم تعرض عليه رشفة صغيرة من الويسكي |
Saf bir adamı baştan çıkarır, ilişkiye girer ve bir bardak viski ikram eder. | Open Subtitles | تغوي زميلها تعاشره ثم تعرض عليه رشفة صغيرة من الويسكي |
Bir Rus terör örgütü ile bağlantısı olmasından Moskova'da bir meslektaşının ve bizim Donanma Araştırma Laboratuar uzmanımızı dün gece Washington'da öldürülmesinden şüpheleniliyor. | Open Subtitles | .مشتبه بها في ارتباطها بمجموعات إرهابيه روسية وقتل زميلها في موسكو .وايضاً عالمتنا الباحثة التابعة للبحرية |
Bir meslektaşının merasiminde Zoey, gördüğü şeyin bir düğün olmadığını hatırladığında umutları söndü. | Open Subtitles | لكن تحطّم أمل (زوي) حينما حضرت حفل تأبين زميلها و أدركت أن ما رأته لم يكن زفافها |
Bu da ortağı Bay Jane. | Open Subtitles | -هذا زميلها السيّد (جاين ). |
Yemek için iş arkadaşı Roni Sanchez'i alması gerekiyormuş. | Open Subtitles | كان يفترض أن تقلّ (روني سانشيز) بسيارتها... زميلها بالعمل للذهاب لتناول العشاء |