Bir an için hücremde yatıyordum, vahşi biri olarak, herşeyi yapabilirdim. | Open Subtitles | ,دقيقة كنت مستلقية في زنزانتي متوحشة , قادرة على أي شيء |
Bu yüzden hücremden çıkıp çatıya gidiyorum, ve bilerek alarmı çalıştırıyorum. | Open Subtitles | لذا، خرجت من زنزانتي وذهبت لسطح السجن وبحذر شديد أطلقت الإنذار |
hücre arkadaşım Ramón kadar iyi değil tabi. | Open Subtitles | نعم ليس كرفيق زنزانتي الجيد ريمون لكنّه ليس سيئاً |
Şükran günüydü, ben uyurken altı kişi Hücreme geldiler. | Open Subtitles | يوم عيد الشُكر دخلَ سِتَة رجال إلى زنزانتي و أنا نائِم |
"Gardiyanlar yenilgimi hücremi boşaltarak kutladılar..." | Open Subtitles | الحراس أحتفلوا بهزيمتي عن طريق إخلاء زنزانتي |
Bu süre içinde, hücremin arkasındaki tüm hapishaneyi dolaşan eski buhar borularının olduğu bölüme girmeyi başardım. | Open Subtitles | في هذا الوقت نجحت في الخروج من زنزانتي و داخل خط المواسير في السجن |
O öldü diye hücremde kendimi asıp, öbür tarafa gidebilirdim. | Open Subtitles | سيكون من الأفضل أن أظل في زنزانتي وأكف عن الإزعاج |
Gardiyanların adamlarımı rahat bırakmasını istiyorum. Kur'an-ı Kerim. hücremde bir tane istiyorum. | Open Subtitles | أودّ أن يكفّ الحرس عن رجالي، وأريد نسخة من المصحف في زنزانتي |
hücremde uzanıp seni öptüğümü hayal ediyorum sevişmeyi değil yalnızca saatler boyu hiç durmadan öpüşmeyi. | Open Subtitles | إنني أستلقي في زنزانتي أتخيل نفسي أقبّلك, لا أن أمارس الحب معك فقط أقبّلك لساعات وساعات |
Eğer onların cezalandırması... beni kilitli bir hücrede tutmaksa, ben de hücremden... hiç çıkmayarak onların bu silahını elinden almış oldum. | Open Subtitles | أو على أي شيء يحرمونني منه إذا كان العقاب بالحبس في الزنزانة أنا ببساطة اخترت ألا أغادر زنزانتي |
hücremden kaçtım ve geminin yol gösterme sistemini bozdum. | Open Subtitles | فررت من زنزانتي وقمت بتدمير نظام التحكم لسفينة النقل |
hücremden çıkmalıyım ve hapishanenin altından geçen eski boruların içine ulaşmalıyım. | Open Subtitles | في هذا الوقت نجحت في الخروج من زنزانتي و داخل خط المواسير في السجن |
Hapishane elbiseleri içinde hücre arkadaşımın jiletinden korunmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أرتدي بذلة السجون و كنت أحاول تجنب شفرة رفيقة زنزانتي |
Özel hücre. Kendi özel hücrem. | Open Subtitles | الزنزانة الخاصة، إذ ستكون لي زنزانتي الخاصة. |
Bu sabah, kibar ve nazik birisi hücre kapımı açtı ve artık gidebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | هذا الصباح، رجل لطيف فتح زنزانتي وقال بأني حر للذهاب |
Sonra savcı Hücreme geldi ve bana o polisin resmini gösterdi. | Open Subtitles | و من ثم يأتي المدعي العام إلى زنزانتي و يريني الصورة التي لدي |
Kendi ahlaksız tiyatronuzdan, bir belediye meclisi üyesini kaçırmayı nasıl ayarladığınızın itirafını almak için döverken hücremi ve Çavuşumun yumruklarını göreceksiniz. | Open Subtitles | سترّى زنزانتي و رقبائي أولاً ليأخذوا إعترافك حول تآمرك لخطف مستشار المدينة من مسرح الرذيلة خاصتكم |
Dinle, hücremin dışında bir karahindibanın büyüdüğünü gördüm. | Open Subtitles | إسمعي، خارج زنزانتي رأيت زهرة هندباء تنمو |
Tamam, tatlım. Bu gece hücrem inançla dolacak. | Open Subtitles | حسناّ يا عزيزتي، سأجلب الإيمان إلى زنزانتي الليلة وسأستمتع به |
Ben hala terzi olarak zindanımda yaşarken, büyük bir yıldız olduğunda, beni unutma diye. | Open Subtitles | فقط لاتنسيني عندما تصبحين نجمة كبيرة وسأكون لا ازال عالقة في زنزانتي للخياطة |
Eğer herhangi bir sorunuz varsa Cep numaramı arkasına yazabilirim. | Open Subtitles | أنا يمكن أن اضع رقم زنزانتي على الخلف إذا كان لديكم أي سؤال |
Bir zamanlar sözleri göğsüne Japonca karakterlele dövme yaptıran bir adamla aynı hücreyi paylaşırdım. | Open Subtitles | لقد كنت أشارك زنزانتي مع رجلُ قام بوشم هذه الكلماتِ على صدرهُ بأحرف يابانية. |
Saat yedide, tek tek, benim hücreden çıkacağız. | Open Subtitles | السابعة، واحد واحد من زنزانتي |
Scott ve Homer ciğerlerinin gücünü kullanıp iki taraftan hücremdeki gazı içlerine çekerlerse uyanık kalıp Hap'in bize ne yaptığını öğrenebilirdim. | Open Subtitles | إن استخدم "سكوت" و"هومر" قوة رئاتهما لتنشق الغاز من زنزانتي من كلا الجانبين، سيكون بإمكاني البقاء مستيقظة ومعرفة ما كان يفعله "هاب" بنا. |