Aşık olduğunda sevgilisine çok kıymetli olan bir orkide çiçeği verir. | Open Subtitles | عندما يجب ، يمنح وليفته زهرة أوركيد زهرة جميلة جداً وغالية جداً |
Bu bir çiçekçi dükkanına girip, harika bir orkide bulmak gibi. | Open Subtitles | كما لو أننا نذهب إلى متجر الزهور و نرى زهرة أوركيد رائعة |
Bu soyunun tek örneği olan bir orkide. | Open Subtitles | إنها زهرة أوركيد الوحيدة من نوعها في الوجود. |
- Peki ya Wutai Pingtung orkidesi? | Open Subtitles | كلا. ماذا عن زهرة أوركيد واتاي بينغتونغ؟ |
Arkadaşımın ağaç dalında yetiştirdiği küçük incecik pembe bir orkidesi var. | Open Subtitles | ـ نعم لدي صديق لديه زهرة أوركيد ... صغيرة وردية اللون تنمو على أغصان الشجرة ... |
Dünyadaki tek Wutai Pingtung orkidesini sanal olarak alacağını sandın. | Open Subtitles | في حساب مصرفي. اعتقدتِ أنك كنت تحصلين على زهرة أوركيد (واتاي بينغتونغ) الوحيدة في العالم |
Yani Bay Dubrovensky'den gerçek Wutai Pingtung orkidesini almayı düşündüğünüzü kabul ediyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً, انت تعترفين بأنك فكرتِ أنك كنت ستشترين زهرة أوركيد (واتاي بينغتنغ) من السيد دوبروفنسكي. |
Bu bir orkide. | Open Subtitles | هذه زهرة أوركيد. |