Savaşta gördüklerinin evliliğini mahvetmesine yetecek kadar uzun bir süre. | Open Subtitles | طويل بما يكفى لما رأته فى أرض المعركه. ليدمر زواجها. |
Kraliçe evliliğini aşağıladı ve bedensel şehvetine yenik düştü. | Open Subtitles | لقد أحتقرت الملكة زواجها وأنغمست فى شهوتها الجنسية. |
Grimsi maviyi seçen son gelinimin evliliği 12 gün sürmüştü! | Open Subtitles | آخر عروس اختارت نفس اللون وفسخ زواجها بعد 12 يوم. |
evlilik için satıImaya uygun biri değil. | Open Subtitles | سوف لن تحصل على شئ من البضاعة عند زواجها |
Bir pulu her yaladığında evliliğinin ne kadar sahte olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | في كل مرة أنها يمسح طابع الحب، أنها جعلت تسخر من زواجها. |
Daha üç ay önce onu evliliğinden kurtarmak için neredeyse iflas etmiyor muydun? | Open Subtitles | ومنذ ثلاثة أشهر الم توشك على افلاسنا في محاولتك لاخراجها من زواجها ؟ |
düğün ilanı sosyete sayfalarında. | Open Subtitles | نشروا إعلان زواجها على صفحات المجتمع، لم؟ |
Bak sen. Dünyayı kurtarmakla o kadar meşgulsün ki kendi evliliğini bile kurtarmaktan acizsin. | Open Subtitles | حسناً، إذا لم تكن هذه هي المرأة المشغولة جداً بإنقاذ العالم أكثر من إنقاذ زواجها |
O ailesi olan, evli bir kadın, evliliğini yürütmeye çalışıyor... öte yandan patronu onu sürekli arıyor, sürekli üzerine geliyor... sürekli geliyor, geliyor, uygunsuz tekliflerde bulunuyor. | Open Subtitles | انها امرأة متزوجة مع عائلة تحاول انقاذ زواجها ورئيسها يستمر فى مكالمتها يستمر فى القدوم ويستمر فى اغرائها |
Bitmiş evliliğini ve çektiği acıları simgeliyordu çiçekler. Anladın mı? | Open Subtitles | انها استخدمت مجاز يعبر عن زواجها المنتهى , الامها, هل تفهميننى؟ |
Ne ilk evliliği, ne de ikincisi devam etmedi. | TED | زواجها الأول لم يستمر ولا زواجها الثاني |
evliliği hakkında olduğunu farkettim. | Open Subtitles | حقا؟ ثم أدركتُ أن الأمر لابد أنه حول زواجها يقومون بالسؤال عن أصلها وفصلها |
Annem suçluluk duyuyor çünkü evliliği bitiyor. | Open Subtitles | أمي تشعر بذنبٍ فظيع لأن زواجها على المحك |
Öyle mi dersin? Evet. Ona sürekli evlilik vaat etmekle bu kuşatma yakında sona erer. | Open Subtitles | نعم.أستمر بوعد زواجها وسينتهى الحصار قريبا. |
- Bunlar onun evlilik bilezikleri. O ve o anki kocası takıyordu. | Open Subtitles | كانت هذه هي أساور زواجها كانت هي وزوجها المؤقت يرتديانها |
Ama kız kardeşin senin için kaygılanıyordu. evliliğinin seni üzmüş olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | ولكن أختك كانت قلقة منك, لأنها تعرف ان زواجها قد أزعجك |
Kral'la evliliğinden önce, Kraliçe ile cinsel ilişkiye girdiğinizi kabul ettiniz. | Open Subtitles | لقد اعترفت بحقيقة انك قمت بهتك عرض الملكة قبل زواجها من الملك |
Sen bir kızı düğün gününde ağlatabilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيع ان تجل فتاة تبكي في حفلة زواجها ؟ |
Evlendikten sonra düzelir zannettik, ama bilmediğimiz birçok şeyleri varmış. | Open Subtitles | لقد اعتقدنا بأنها ستتحسّن بعد زواجها لكن كانت هنالك أمور عديدة لا نعرفها |
Lizzy ile konuşun! Onunla evlenmesi konusunda ısrar ettiğinizi söyleyin! | Open Subtitles | تكلم مع ليزى بنفسك, أخبرها أنك تصر على زواجها به |
Aslında herkesin dediği gibi yedinci düğünü değil, dördüncü düğünü. | Open Subtitles | هل تعلم, في الواقع هذا زواجها الرابع وليس زواجها السابع كما يقولون |
Kuşkusuz bu evlenmeden önceydi. Dedikodudan hoşlanmam, ama. | Open Subtitles | كان هذا بالطبع قبل زواجها, انا لا احب القيل و القال |
Sen bahsettiğine göre evet, Piper'ın bir ölümlüyle evlenmesini tercih ederdim. | Open Subtitles | لكن بما أنك ذكرت الأمر، أجل فأنا أفضل زواجها من بشري |
Yarın evlenmiş ve benim huzurumu kaçırmış olacaktı. | Open Subtitles | لا أعلم لمَ أنا متضايق من زواجها غدًا؟ |
Ortalığı siker atar, kaçar suçu evliliğine ya da babasıyla olan ilişkisine atar. | Open Subtitles | أنها تفسد الأمور ة ترحل و تلقي اللوم على زواجها أو علاقتها بوالدها |
Mitsy Teyze, görünüşe göre annem düşünmek için düğünden bir hafta önce ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | حسنا تعرفين ان امى اختفت .. قبل اسبوع من زواجها ، للتفكير .. |
Onun düğününde yalınayak dans edeceğim. | Open Subtitles | ولا بد لي من الرقص حافية القدمين على زواجها ايام. |