Benim kocam Kanal 12 Haberlerinde sunucu. Bundan haberi yok. | Open Subtitles | زوجي هو المذيع لقناة الأخبار 12، هو لا يجب أن يعرف عن هذا |
Benim kocam Arjantin Konsolos yardımcısıdır. | Open Subtitles | زوجي هو نائب القنصل الأرجنتيني |
Benim kocam da Birleşik Devletler Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | و زوجي هو نائب رئيس الولايات المتحدة |
Elimde olanlar, Kocamın aldığı kollu battaniye üvey çocuklarımdan donmuş yoğurt etiketi ve bugünü unutan en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | وكل الذي حصلت عليه من زوجي هو سلانكت سلانكت: بطانية على شكل ثوب فضفاض وكوبونات الزبادي المجمد أولاد زوجي |
Kocamın yaptığı tek şey saçma bir yasayı çiğnemekti. | Open Subtitles | جل ما فعله زوجي هو مخالفة قانون غير منطقي. |
Eşim Morris Teknolojileri'nde CFO. | Open Subtitles | زوجي هو الرئيس المالي التنفيذي لشركة موريس للتكنولوجيا |
Bunun tek sorumlusu, Benim kocam! | Open Subtitles | وحده زوجي هو فقط المسؤول |
Benim kocam Tom Stall. Bildiğim bu. | Open Subtitles | أعرف أن زوجي هو (توم ستال)، هذا ما أعرفه |
Benim kocam Walter White yo. | Open Subtitles | زوجي هو والتر وايت، يو |
Senin maaş çekini Benim kocam imzalıyor. | Open Subtitles | زوجي هو من يقوم بصرف راتبك |
Benim kocam askeriyeyi denetleyen bir sivil. | Open Subtitles | زوجي هو مدني يشرف على الجيش |
Benim kocam zaten iyi biri. O en iyisi. | Open Subtitles | إنه زوجي هو افضل إنه الأفضل |
Benim... Benim kocam ailemimi öldürdü? | Open Subtitles | زوجي هو من قتل عائلتي؟ |
Oğlumun, Kocamın elinde olma ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | ثمة احتمال كبير أن يكون زوجي هو الذي اختطف ابني |
Aslında Kocamın ona refakat etmesi gerekiyordu ama işten fırsat bulamadı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يكون زوجي هو الوصي ولكن.. لم يستطع الإبتعاد عن العمل |
Kocamın tek önemsediği şey kızının kahramanı olabilmek. | Open Subtitles | كلّ ما يكترث إليه زوجي هو أن يكون بطلا في عينيّ ابنته |
Kocamın kötü adam olduğunu düşündüğünüzü sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنكِ تفكرين بأن زوجي هو الرجل الشرير أو شيئاً من هذا القبيل |
Kocamın beni kaldırmaya gelmemesi utanç verici. | Open Subtitles | إنه لأمر محرج أن أقع ولا يكون زوجي هو من يحملني |
Kocamın iyimserliği en hayran bırakan özelliklerinden biridir. | Open Subtitles | تفائل زوجي هو احد خواص صفاته الأكثر إثارة للإعجاب |
Eğer bunlar doğru ise Eşim ölü demektir. | Open Subtitles | إذا كان هذا صحيحا, إذاً زوجي هو كما الميت. |
Eşim onu kendisi getirdi. | Open Subtitles | زوجي هو من جلب الأمر على نفسه |