Melissa'nın dediği gibi kocası vurulduğunda ayakta olsaydı kan, giriş yarasından kemere akardı. | Open Subtitles | إذا زوجِها كَانَ يَنْهضُ، مثل ميليسا قالتْ، عندما هو ضُرِبَ، الدمّ كَانَ سَيُقطّرُ أسفل مِنْ جرحِ الدخولَ |
Kutsal kitabımız "Bir eş, kocası hayatta olduğu sürece onun bir parçasıdır." der. | Open Subtitles | كتابنا المقدّس يقول الزوجة جزءُ من زوجِها عندما يكون حيُّا |
Aşağıda tanıştığımız o yaşlı, tatlı şey... takma dişlerini kocasının birasına düşürmekten... daha kötü bir şey yapabilecek durumda değil. | Open Subtitles | ذلك الشئ الجميل الحلو الذى قابلناة بالأسفل أنه غير قادر على أى شئ أسوأ إنخِفاض أطقم أسنانها إلى بيرةِ زوجِها. |
kocasının ardından onu düzdüğünü söylemişti, ama tekrar söylüyorum, Ross bazen yalancı bir pislik olabiliyor, doğruluğunu kim bilebilir. | Open Subtitles | قالَ روس لقد كانَ يضاجعُها من وراء ظهرِ زوجِها لكن من ناحيةٍ أُخرى روس كانَ يكذبُ أحياناً |
Sanırım eski kocasına geri dönecek. | Open Subtitles | أوه، أعتقد هي تَعُودُ إلى زوجِها السابقِ. |
Duymamış olabilirsin kocasına geri döndü. Sapık olmadığı anlaşıldı. | Open Subtitles | عادَ إلى زوجِها في حالة أنت ما كَانَ عِنْدَكَ مسموعُ. |
Kocasıyla o işi yapan sen değilsin! | Open Subtitles | أنت ما عَمِلتَ هو مَع زوجِها! |
kocası tarafından, 16 yerinden vahşice bıçaklanmış olduğu için,... beni nasıl sakinleştirmesi gerektiğini biliyordu. | Open Subtitles | هي نفسها كَانتْ قَدْ طُعِنتْ بقسوة مِن قِبل زوجِها 16 مرةَ، لذا عَرفتْ كَيفَ تَتعلّقُ بي. |
kocası için gerçekten üzülüyorum, ya sen? | Open Subtitles | أَشْعرُ بالأسى على زوجِها في الحقيقة. أليس كذلك؟ |
Ayrıca dedi ki Claire Wallace kocası tarafından öldürülüp... | Open Subtitles | أخبرتْني أيضاً بأنّ كلير والاس قُتِلتْ مِن قِبل زوجِها |
Belki onu kocası ile tek başına bırakmamalıydık. | Open Subtitles | لربما كان يجدر بنا أنّ لا نتكرها لوحدها مع زوجِها. |
Son zamanlarda onu görmedim ve duyduğuma göre kocası öldürülmüş. | Open Subtitles | و سمعتُ عن مقتلِ زوجِها وكل ذلك |
kocası Gavin ile dağ yürüyüşü yapıyormuş. | Open Subtitles | هي كَانتْ تَأْخذُ a زيادة مَع زوجِها gavin. |
Daha kocasının cesedi soğumadan dul kadıncağızla yattın demek. | Open Subtitles | نوم مَع تلك الأرملةِ الفقيرةِ قبل برودةِ زوجِها المستويةِ في الأرضِ. |
Hayır, ama ilk kez kocasının yanına gitmeyi istemedi. | Open Subtitles | لا، لكنها المرّة الأولى التي ترفض بها العَودة إلى زوجِها. |
kocasının arabasında "bulunamamış" bir cesetle! | Open Subtitles | أي جثّة التي ما كَانتْ أبداً في عربةِ زوجِها. |
Buna rağmen, düşününce, ikimiz de bakire Meryem gibi birini tanıyoruz, sadece o düğünden önce kocasının en yakın arkadaşıyla yattı. | Open Subtitles | بالرغم من أن، يَجيءُ للتَفكير به، أنت وأنا أَعْرفُ شخص ما الكثير مثل مريمِ العذراء، فقط حَبلتْ من صديقِ زوجِها الأفضلِ قبل الزفاف. |
Hem de kocasının akıl almaz baskısı altında--- | Open Subtitles | تحت الضغوطِ المستحيلةِ منذ زوجِها كَانتْ - |
Hala eski kocasına aşıktı. | Open Subtitles | هي ما زالَتْ عاشقة مَع زوجِها السابقِ. |
Üç hafta sonra Bayan Easton'ın evi kocasına verilebilecek. | Open Subtitles | حَسناً، في ثلاثة أسابيعِ، عقار السّيدةِ Easton يُمْكِنُ أَنْ يُوزّعَ إلى زوجِها. |
kocasına yalan söylediğimiz için rahatsız oldum. | Open Subtitles | أَنا مُزعجُ حول كذب إلى زوجِها. |
- Kocasıyla beraber sunacak sanıyordum. | Open Subtitles | - هي عَمِلتْ تلك مَع زوجِها. |