Benim mükemmel kocam, anlamayacak kadar aptal olduğumu düşünerek evraklarda imzamı taklit etmiş. | Open Subtitles | زوجي الرائع زوّر توقيعي على الأوراق، مُعتقداً أنني سأكون غبيّة للغاية ألاّ ألاحظ. |
Yani, birileri imzalarımızı taklit etmiş. | Open Subtitles | أعني، بأنّ شخصاً قد زوّر أسمائنا |
Mike Lina'nın cesedini yaktı. Mektubu taklit etti ve bana yalan söyledi. | Open Subtitles | أحرق (مايك) جثّة (لينا)، زوّر الرسالة، وكذب عليّ. |
Bir keresinde o kadar iyi bir Sahte yapmış ki orjinali yapanı tutuklamışlar. | Open Subtitles | في أحدى المرات زوّر وثيقة بإتقان شديد لدرجة أنهم اتّهموا كاتب الوثيقة الأصلية بالتزوير |
Hadi, bir şeyler anlat. Sahte bir okul kimliği vardı. | Open Subtitles | ارجوك ، اعطني شئ لقد زوّر هويته المدرسية |
Ya firarı da sahteyse tıpkı deliliğin de Sahte olması gibi? | Open Subtitles | ماذا إذا زوّر هروبه مثلما زعم جنونه ؟ |
Ya firarı da sahteyse tıpkı deliliğin de Sahte olması gibi? | Open Subtitles | ماذا إذا زوّر هروبه مثلما زعم جنونه؟ |
Sahte uçuş planı. Vize kaydı falan yok. | Open Subtitles | زوّر رحلة طيران لا يوجد تسجيل لأي تأشيرة |
Senin Sahte diploman nereden, gerzek? | Open Subtitles | من ذا الذي زوّر شهادتك أيّها الحقير؟ |
Orada oturmasına da seyirci kalamazdım. Eğer o yapmadıysa, niye Sahte görgü tanığına ihtiyacı olsun? | Open Subtitles | ولم يكن بوسعي أن أتركه هناك - لو لم يكن هو الفاعل، فلمَ زوّر عذر غيابه؟ |
Tıbbi ve eski iş kayıtları da Sahte. | Open Subtitles | زوّر شهاداته الطبية وتوظيفه السابق. |