Keşke aynı şeyi George Zip için de söyleyebilseydim. | Open Subtitles | أتمني ان كان يُمْكِنُ قُولَ نفس الكلام جورج زيب. |
Zip, babamın şampiyonluk yüzüğünü arakladı ve banliyödeki 20 noktayı daha bastı. | Open Subtitles | لقد سرق"زيب"خاتم بطولة أبي وهاجم حوالي 20 محلاً آخر في شمال المدينة. |
Bu, Zip Teyze, Kuzey Carolina'nın Sodom kasabasından. | TED | هذه " آنت زيب " من " سودوم " شمال كاليفورنيا |
Listenin tepesinde, tabii ki, Jenny, oğlum Zeb, ve ebeveynim vardı -- onları incitmek istemiyordum. | TED | أتعلمون .. كان على قمة القائمة جيني .. وإبني زيب .. ووالدي .. فلم أكن أريد أن أؤذيهم |
Sana söylemiştim, Zeb. | Open Subtitles | قلت لك، زيب العلامة الهندية في جميع أنحاء المنطقة |
Hepsinin bir ailesi var, Zeb. Kadınlar ve çocuklar var. | Open Subtitles | سر بنا للتفكير في عائلاتنا ، زيب زوجات والأطفال |
ve Led Zep 4 hepsi gıcır gıcır üstelik hediye paketli | Open Subtitles | ليد زيب 4 فى حالتها الاصلية. |
Zeeb ve ben K Bölümü tarafından sorgulandık falakaya yatırıldık, bileklerimizden tavana asıldık, elektrik şoku yedik. | Open Subtitles | زيب " وأنا كان يتم التحقيق معنا من قِبل القطاع " كي " الجلد بالسوط على القدم ، التعليق من المعصم ، الصدمات الكهربائية |
Şimdi Zip Teyze'yi gözünüzde canlandırın. 105 yaşında, Kuzey Carolina'nın Sodom kasabasında. | TED | الآن عليكم أن تتخيلو " انت زيب " في 105 من عمرها في سودوم في شمال كاليفورنيا |
Teğmen Zip bu sabah öldü. | Open Subtitles | ماتَ الملازم أوّلُ زيب هذا الصباحِ. |
Bu çikolota çok lezzetli Zip. Gerçekten kendini aşmışsın. | Open Subtitles | هذه الشوكولا المنفوخة لذيذُة, زيب |
Zip Martin diye birisi yok. | Open Subtitles | أَنا كاتشر بلوك ولست زيب مارتن |
Mr. Whip-o Bar Kooky Nut Pop biraz Jim 'n M's biraz da, Zip Zap Choco Buddy 64.000 dolarlık çikolata Notafinger ve bir de Dawkin's Peanut Butter Disc. | Open Subtitles | ومصاصة وبعض جيم أند إم نمز و زيب زاب |
Der Zip Zorp. | Open Subtitles | أفضل فنان الكترونيات مبيعًا "دار زيب زورب" |
Hasbro Kanalı'nın başarılı komedi dizisi "Geridönüşüm Michael ve Teneke Kutu Ekibi"nin zararsız robot süperstarı, Der Zip Zop. | Open Subtitles | قادم من المسرحية الهزلية "الناجحة لقناة "هازبرو (ريسايكل مايكل) و(تين كان كرو) الروبوت النجم غير المؤذي (دار زيب زورب) |
Seninle konuşmak istiyoruz, Zeb. | Open Subtitles | -نريد أن نتحدث إليك، زيب -بعدين |
Yalan söylemiyordu, Zeb. | Open Subtitles | كان لا يكذب، زيب |
Bunu hemen cevaplamak istiyorum. Zeb, buraya gel. | Open Subtitles | أريد الإجـابة على ذلك مبـاشرة زيب)، تعـال هنـا) |
"Zeb gelmek isterse, buna memnun oluruz." | Open Subtitles | (نحن نُرحّب بـ (زيب " " إذا أراد أن يأتي |
Sana söylüyorum Zeb, sorunlarını al kendi bölgende hallet. | Open Subtitles | ،(هـا أنـا أقولهـا إليك، (زيب تحمّل مشـاكلك الخـاصّة |
Neden hiç dışarı çıkmıyorsun, Zeb? | Open Subtitles | لماذا لا تخرج يا زيب ؟ |
Zep'den "Ramble On" ve "Traveling Riverside Blues." | Open Subtitles | (بين "الرقص" و "السفر في الظلمات" لـ(زيب |
Gardiyanlar hücrenin kapısının önünden her geçtiklerinde Zeeb işaret diliyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | في كل مرة كان يدخل حارسنا فيها إلى الغرفة كان " زيب " يبدأ بالغناء |
Aslında Zib bana tercümanlık yaptı. | Open Subtitles | زيب فى الواقع قام بدور المترجم |