Evinizde hoş karşılanmadığım gayet açık. O yüzden sana telefon numaramı vereceğim. | Open Subtitles | من الواضح، ليس مُرحباً بي في منزلكِ، لذا فإنّي سأعطيكِ رقم هاتفي |
Yorganın altına koş. Bak ne diyeceğim gitmeden sana öpücük vereceğim. | Open Subtitles | إقفزي تحت تلك الأغطية، لأخبركِ بشيء، سأعطيكِ قبلة قبل أن أغادر. |
Harika! Bora burada yokken git. Sana parayı vereceğim. | Open Subtitles | إنها رائعة، اذهبي إليها بينما بورا ليس موجودا سأعطيكِ المال |
Gelin hanım, bak, fasülyeyi bulursan sana 10 dinar veririm, | Open Subtitles | إسمعي أيتها العروس إن عرفتي أين الحبة سأعطيكِ عشرة دنانير |
Sana silah veririm ama ön tarafı falan tutmayacaksın. Cesedimi çiğnemen lazım. | Open Subtitles | سأعطيكِ سلاحًا، لكن لن تذهبي إلى المقدمة حتى لو كلف الأمر موتي. |
Sana buraya gelene kadar görüp duyduklarıma binaen bir tavsiye vereyim. | Open Subtitles | على كلِ، سأعطيكِ نصيحة بالإستندام على مارأيته وسمعته بطريقي لهنا |
Size o evde iki hafta veriyorum. O çocuğun size katlanmasını sağlamak bile mucize olur. | Open Subtitles | سأعطيكِ أسبوعين هناك، وستكون معجزة إن تمكنتِ من جعل تلك الطفلة تتحملكِ |
Dönerken, fotoğrafı size vereceğim Ve polise tacı bulduğumu söyleyeceğim. | Open Subtitles | وبالمقابل، سأعطيكِ الصورة، وأخبر الشرطة أنني أخطأت في مكان وضعي للتاج |
Benim de bir hediyem var. Sana sonra vereceğim çünkü o bir sürpriz. | Open Subtitles | عندي هديه ايضاً ، سأعطيكِ اياها لاحقاً لانها مفاجئة |
Safrakesenizi rahatlatmak için ağrı kesici ve serum vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيكِ مضادات حيوية و مغذي لتهدئة إلتهاب المراره |
Nöbet geçirmen için insülin akyuvarlarını öldürmesi içinde safranlı kokteyl vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيكِ خليط من الإنسولين للنوبات و الكولتشيسين لتدمير خلاياك البيضاء |
Muhtemelen onu satarsın ama sana bedavaya vereceğim. | Open Subtitles | منالمحتملأنكِستبيعينه، لكني سأعطيكِ إياه مجاناً |
Çantayı güvenli bir yere geldiğimizde vereceğim. Anlaştık mı? | Open Subtitles | سأعطيكِ الحقيبة عندما نصل لمكانٍ اَمن اتفقنا؟ |
Çantayı güvenli bir yere geldiğimizde vereceğim. Anlaştık mı? | Open Subtitles | سأعطيكِ الحقيبة عندما نصل لمكانٍ اَمن اتفقنا؟ |
Tamam bak ne diyeceğim. Eğer faraşın nerede olduğunu söylersen bunu sana veririm. | Open Subtitles | سأعطيكِ هذا الآن اذا أخبرتيني أين نحتفظ بالمجرفة ؟ |
Eğer bir kelime daha etmezsen sana 1,5 milyon dolar veririm. | Open Subtitles | ... سأعطيكِ مليون ونصف من الدولارات إذا لم تقولى كلمه اخرى |
Fakat fikrini değiştirirsen, sana kartımı veririm. | Open Subtitles | ولكن, اتعلمين, إن غيرتي رأيك سأعطيكِ بطاقة العمل الخاصه بي |
Tamam, sana bir şans vereyim. Belediye Başkanı ile röportaj yapamadım hiç. | Open Subtitles | حسناً سأعطيكِ فرصة, لم أكن قادر على الحصول على مقابلة مع العمدة أبداً |
Ben de bağımsız sayılırım. Size adresimi vereyim, siz uğrarsınız. | Open Subtitles | لدي غرض مفتوح كذلك سأعطيكِ العنوان, و يمكنك المجيء |
Sana bir tüyo vereyim. Kısa ve sık nefes al. | Open Subtitles | سأعطيكِ نصيحة صغيرة خذي أنفاساً قصيرة وغير عميقة |
Bu taş artık senin için daha uygun Bunu sana veriyorum | Open Subtitles | .هذه الصخرة مناسبة أكثر لكِ سأعطيكِ إياها |
Ağrıyı gidermesi için lokal anestezi yapacağım ama ıkınman gerektiğinde hissetmemeni sağlayamam. | Open Subtitles | انا سأعطيكِ مخدر لتخفيف الألم لكن لايمكنني جعلكِ مخدرة عندما تحتاجين الدفعَ |
Belki de seninle bir yürüyüşe çıkmalıyız. - Sana birkaç öneride bulunabilirim. | Open Subtitles | أنْ نتمشّى و سأعطيكِ بعض الاقتراحات |