| Şimdi size Sunacağım şey bir reçete, dünyayı iyi bir yer yapan iki kuvvetin karması: Toplu merhamet duygusu ve Kişisel çıkarın toplumsallaşması. | TED | ما سأقدمه لكم هو فاتورة، مزيج من قوتين اللتين غيرتا العالم لأفضل، اللتين هما تحالف التراحم وإستنارة المصلحة الذاتية. |
| Ama azı sözünü tutmuştur. yeteğiyle,zerafetiyle size Sunacağım bu genç adam, | Open Subtitles | ولكن البعض قد أظهر الإلتزام والمهارة والذكاء الذي لديّ هذا الفتى الذي سأقدمه لكم الليلة |
| Dedemin gözüne girmeliyim. Toplantıda bunu Sunacağım, ayarlamaları yap. | Open Subtitles | يجب علي ان اكسب تأييد جدي، لذا سأقدمه في الاجتماع ، فـ أكتبه في الجدول |
| - Sizi sonra tanıştıracağım. - Teşekkürler. | Open Subtitles | سأقدمه لك لاحقاً |
| O ve şimdi sizinle tanıştıracağım adam. | Open Subtitles | هي والرجل الذي سأقدمه لكم |
| Onu bizimkilerle tanıştıracağım. | Open Subtitles | سأقدمه لقومي |
| Bu birazdan yapacağım teklifi düşünmek için sahip olduğun süre. | Open Subtitles | وهذا قدر كبير من الوقت لديك للنظر في العرض الذي سأقدمه |
| Sana yapacağım teklifi kabul etmeyeceksin gibi bir his var içimde. | Open Subtitles | العرض الذي سأقدمه ليس متفائل سوف تقبله |
| Sunacağım ama yapacağım tek şey bu saçmalığı İngilizceye çevirmek olacak. | Open Subtitles | سأقدمه, احتاج فقط ان يُترجم من الهراء الى الإنجليزية |
| AYM'ye Sunacağım savla ilgileniyorum artık. | Open Subtitles | تركيزي هو الجدال الذي سأقدمه للمحكمة |
| Basit bir teklif Sunacağım. | Open Subtitles | والعرض الذي سأقدمه بسيط |
| Sunacağım! | Open Subtitles | سأقدمه |
| Sunacağım! | Open Subtitles | سأقدمه |