Bir sorum var. İki kere mi vurmalıyım yoksa bir tane yeter mi? | Open Subtitles | لديَّ سؤال، هل عليَّ أن أضرب كلاهما، أم سأكتفي إذا قام أحدهما بالزحف خارجاً؟ |
Bence bugünlük bu kadarı yeter. | Open Subtitles | لا شيء, أعتقدُ أنني سأكتفي بمهاتفتك اليوم. |
Şimdilik bana depo ve muhasebe defterlerini göstersen yeter. | Open Subtitles | في الوقت الحالي، سأكتفي بقائمة الجرد كاملة و أُلقي نظرة على الدفتر التجــــــــــــــــــاري |
Otursana. - Yoo, ben biraz tost alayım. | Open Subtitles | - لا، أنا سأكتفي ببعض الخبز المحمص |
Ama bu gece, laboratuvar sonuçlarını merkeze götüreceğim ve paydos edeceğim. | Open Subtitles | ولكن الليلة، سأخذ المختبر إلى المنطقة $. وبعدها سأكتفي هذه الليلة. |
Randevu zamanlarını ve günlerini görsem de yeter. | Open Subtitles | سأكتفي بعدد ,المواعيد, و التواريخ |
Bu kadar memurluk yeter, kendi avukatlık büromu açacağım. | Open Subtitles | سأكتفي من عملي سأبدأ بممارسة الدفاع |
Şimdilik yeter! | Open Subtitles | سأكتفي بها مؤقتاً |
Evet, yeterince. Bu kadar yeter. | Open Subtitles | نعم ، سأكتفي ، سأكتفي بذلك |
Tamamın olmasa da, yarın bile yeter. | Open Subtitles | "إذا لم تكن كاملة، سأكتفي بنصفها" |
Tamamın olmasa da, yarın bile yeter. | Open Subtitles | "إذا لم تكن كاملة، سأكتفي بنصفها" |
Unuttuğum zaman videosunu izlesem yeter. | Open Subtitles | عندما أنسى... سأكتفي مشاهدة الفيديو. |
Bantlasak yeter. | Open Subtitles | سأكتفي بوضع لاصق. |
Çantamı alayım. | Open Subtitles | سأكتفي انتزاع حقيبتي. |
Ben sadece kahve alayım. | Open Subtitles | سأكتفي ببعض القهوة فحسب. |
Ben kahve alayım. | Open Subtitles | سأكتفي بالقهوة. |
- Sanırım turşuyla devam edeceğim. | Open Subtitles | أعتقد أني سأكتفي بالمخلل |
- Sanırım şimdilik Harper'la devam edeceğim. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأكتفي بـ(هاربر) في الوقت الحالي |
Sözünü kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأكتفي بكلمتك فقط |