"سألها" - Traduction Arabe en Turc

    • sordu
        
    • sormuş
        
    • sorduğu
        
    • sorduğunda
        
    Marengo Savaşı'nda Avusturyalıları nasıl yendiğini. Maxim, öğretmene ne sordu biliyor musun? Open Subtitles وكيف هزم النمساويين في مارينجو هل تعرفون ماذا سألها ماكسيم ؟
    Barmen kimliğini sordu, ki bana bu biraz tuhaf gelmişti, Open Subtitles سألها الساقي عن بطاقتها رأيته أمراً غريباً
    O döndü ve seks isteyip istemediğimi, sordu Open Subtitles ثم استدار إليها و سألها إن كانت ترغببممارسةالجنس.
    Çocuklardan biri bilardo oynamak isteyip istemediğini sormuş. Open Subtitles احد الفتيان سألها ان كانت تريد ان تلعب البلياردو
    Sence Lenny bunu ona sormuş mudur yoksa dövmeyi görüp direk bıçakla girişmiş midir? Open Subtitles تعتقد ليني سألها عن سبب عملتها تلك أو هو فقط رأى التاتو فأخرج سكينه؟
    Ağladığında göz pınarlarından buz dökülüp dökülmediğini sorduğu zaman. Open Subtitles بعد أن سألها اذا كانت تبكى مكعبات ثلج.
    Hâkim, görmediği için doğru mu diye sorduğunda da, tekrar yapmayı önerdi. Open Subtitles عندما سألها القاضي عن صحّة ذلك، اقترحت أن تعاود الكرّة
    Sonra kıza doğru döndü ve seks yapmak ister mi diye sordu. Open Subtitles ثم استدار إليها و سألها إن كانت ترغببممارسةالجنس.
    Başkan ona nerede olduğunu sordu, o da her kayıp kızın yapacağı şeyi yaptı. Open Subtitles لقد سألها الرئيس عن مكانها و قامت بما ستفعله أية طفلة ضائعة مكانها
    Bu sana verdiği yüzük mü? Ona yüzüğü sordu. Open Subtitles إذاً هذا هو خاتم أهداه لك ، أليس كذلك ؟ سألها فقط عن الخاتم
    Ortağım sordu. Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyor. Open Subtitles شريكى سألها لا تعرف أى شىء عن الموضوع
    Ne alaka, Türk olup olmadığını sordu diye mi? Open Subtitles لماذا؟ لأنه سألها إن كانت تركية؟
    Kızın oturduğu apartmanın ne kadar uzakta olduğunu sordu. Ama cevabı duyamadım. Open Subtitles سألها كم تبعد شقتها و لكني لم أسمع الرد
    Belki de fazla soru sordu... Open Subtitles ربما سألها أسئلة أكثر من اللازم.
    Şimdi bir kaç yıl önce, bir gazetecinin burada oturan Katar Üniversitesi başkanı Dr. Sheikha'ya sorduğu soruyu hatırlıyorum--o da (benim gibi) kadındı.-- Gazeteci ona abaya' nın onun özgürlüğünü herhangi bir biçimde ihlal edip etmediğini sordu. TED الآن أنا أتذكر قبل سنوات قليلة، سأل احد الصحفيين الدكتورة شيخة، التي تجلس هنا، رئيسة جامعة قطر - التي، هي بالمناسبة، امرأة - سألها ما اذا كانت تعتقد ان العباءة اعاقت أو أعاق حريتها بأي شكل من الأشكال.
    İyi biri olup olmadığını sormuş ona. Open Subtitles سألها عمّا لو كان شخصاً صالحاً.
    Belki ona sormuş olmalı! Open Subtitles من المحتمل أنه سألها
    Karısına ne yaptığını sormuş. Open Subtitles سألها عما كانت تفعله حينها
    Babasının sorduğu soruların aynısını soruyor. Open Subtitles انه يسأل نفس الأسئلة التي سألها والده
    Ona canını sıkanın ne olduğunu sorduğunda işle ilgili olduğunu söylemiş. Open Subtitles عندما سألها عما يزعجها قالت أنه أمر بالعمل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus