"سأل عن" - Traduction Arabe en Turc

    • sordu
        
    • soran
        
    • sorarsa
        
    • içmek istedi
        
    -Evet. Sonra senin sorduğun şu kızı sordu. Open Subtitles وحينما سأل عن تلك الفتاة البيضاء التي سألتني عنها
    İntihar notunu sordu. Ben hiç nottan bahsetmemiştim. Open Subtitles سأل عن ملاحظة الانتحار وانا لم أشر اليها ابدا
    Yaptığımızın dalgalanma etkisini düşünüp düşünmediğimi sordu. Open Subtitles لقد سأل عن ما إذا كنت فكرت في تأثير ما نفعله على الأخرين
    Ve sonra da o çocuk, sana orada o anda olan şey hakkında anlattığım şeyi sordu. Open Subtitles ،وبعدها،ذاك الرجلُ سأل عن ذاك الشئ مع الأشياء التي قُلتها لكِ في ذاك الوقت
    Kapkaççının hangi yönden gittiğini soran adam şüphelinin tanımıyla uyuşuyor. Open Subtitles الرجل الذي سأل عن الوجهة التي سلكها خاطف الحقيبة اليدوية يطابق المواصفات الواردة عن القاتل المجهول
    Uzun yıllar sonra, kutlama yaparken... 37. evlilik yıl dönümünde... arkadaşlarımızdan biri bize ilk buluşmamızı sorarsa... ne söyleyeceğiz? Open Subtitles أعوام من الآن عندما نحتفل بمناسبة عيد زواجنا السابع والثلاثين و واحد من أصدقائنا سأل عن موعدنا الأول
    Kahve içmek istedi. Open Subtitles إنه سأل عن القهوة لماذا سأل عن القهوة؟
    Sonra Brandi'yi sordu, şüpheli olduğunu söyledi. Open Subtitles ثم سأل عن براندي ، وقالت انه ضمن المشتبه بهم
    Bu hiç adil değildi. İşlemediğimiz konulardan sordu. Open Subtitles كان غير عادلٌ تماماً لقد سأل عن أشياءٌ لم نقُم بأخذَها
    Neyse, beni aradı ve senin numaranı sordu. Open Subtitles على أية حال ,كان معه رقمي و سأل عن رقمكِ
    Yolu sordu. Onu ittim ve yolcu otobüsü çarptı. Open Subtitles سأل عن طريقهِ، لذا أنا دفعتهُ للأمام، ووقعت الحافلة عليه.
    Nasıl olduğumu sordu. Taziyelerini sunma palavralarını sıktı. Open Subtitles سأل عن حالي وقدم التعازي وكل تلك التفاهات
    İsrail'de yaşadığım zamanları, İSB ve çiftlikle çalıştığım zamanları sordu. Open Subtitles حسنا، سأل عن وقتي في إسرائيل، وجيش الدفاع الإسرائيلي والمزرعة الألبان عملت على.
    Ruslan Krasnov'u ismiyle sordu. Biliyorum. Open Subtitles لقد سأل عن رسلان كراسنوف بالاسم انا اعرف
    Reçetesini sordu. Dün bıraktığını söyledi. Open Subtitles هو سأل عن وصفة قال أنه تركها أمس
    Kocanızı sordu. Open Subtitles سأل عن زوجك، وأخبرته أنه بالخارج
    Bir adam arayıp boyunu kilosunu sordu. Open Subtitles أتصل رجل و سأل عن طولها ووزنها
    Yahudi kızları sordu. Open Subtitles لقد سأل عن الفتاتين اليهوديتين
    Konsolosun kızını sordu. Kızı sormuş. Open Subtitles لقد سأل عن بنت القنصل سأل عن البنت
    Bana şu tabloyu soran. Open Subtitles من سأل عن الصورة ؟
    Ayrıca bir hatırlatma eğer Grimaud'un adamlarından biri ismini sorarsa ne diyeceksin? Open Subtitles وتذكر إذا كان أي من رجال غريمو سأل عن إسمك،فإنه؟
    Kahve içmek istedi. Open Subtitles إنه سأل عن القهوة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus