Bayan Dillon. Oğlunuz acımasız, sadist, soğukkanlı bir hayvan. | Open Subtitles | يا سيدة ديلون أن أبنك همجى و سادى و حيوان بارد الدم |
Bu elebaşı sadist bir suçlu ve uluslararası bir silah satıcısı çalıntı bir Scorpion füzeyi Orta Asyalı teröristlere satmak için anlaşma yaptı. | Open Subtitles | إنه ذو عقل إجرامى سادى و تاجر سلاح دولى ... الذى عقد إتفاقا لكى يبيع صاروخ سكوربيون إلى خلية إرهابيين من الشرق الأوسط |
Mazoşist, sadist, çocuk katili ve en önemlisi yamyam. | Open Subtitles | عنفوانى , سادى قاتل الأطفال و الأكثر أهمية أنه آكل لحوم البشر |
Yedinci sınıfta hayır der diye Jason Clause'a Sadie Hawkins dansına gitmeyi teklif etmemeni hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكرى عندما كنتى فى الصف السابع وكنتى لا تريدى ان تطلبى من جايسون كلاوس ان يرقص معكِ رقصة سادى هوكينز |
Sadie genelde Frank'ten sonra yatar, ama program dışı ameliyatı yüzünden, aynı saatte yatacak. | Open Subtitles | "سادى" غالباً ما تذهب للنوم بعد "فرانكى" ولكن بسبب عمليتها الجراحية ستذهب للنوم فى نفس الميعاد |
Yani ırkçı değilsin, sadece sadistsin. | Open Subtitles | حسناً, اذاً أنت لست عنصرياً أنت مجرد سادى |
sadist birinin ölmeni istemesi nasıl bir duyguymuş? | Open Subtitles | و أنك تحت رحمة شخص سادى و مخبول مثلك ؟ و كما فعلتم مع الآخرين ؟ |
Yani adam cinsel bir sadist ve silahlı soygun deneyimine sahip. | Open Subtitles | اذا، هو سادى جنسى و لديه خبرة فى السرقة المسلحة |
Evet, son iki günümü, Milwaukee Polis Departmanında sadist bir seri tecavüzcünün başı için geçirdim. | Open Subtitles | نعم، حسنا، لقد امضيت اليومان الماضيان فى رأس مغتصب سادى متسلسل من اجل شرطة ميلووكى |
Kemiklerin kesiliş biçimleri darbe sonucu birbirinden ayrıldığı bu da kurbanlarına çok acı verdiğini gösteriyor, o bir sadist. | Open Subtitles | و تشير شقوق العظام ان هذا الرجل اصاب ضحاياه بألم شديد, مما يعنى انه سادى |
Suyla işkenceyi veya su ya da küvette su altında tutulmalarını çıkaramayız şüphelinin sadist olması muhtemel. | Open Subtitles | لا يمكننا استبعاد محاكة الغرق او الاحتجاز تحت الماء فى حمام سباحة او حوض استحمام من المحتمل ان يكون الجانى سادى |
Muhtemelen kurbanlarının acı çekmesinden aşırı haz alan bir sadist. | Open Subtitles | انه على الاغلب سادى يتمتع بمعاناة ضحاياه |
Davranışlarımı onaylamayabilirsin Daniel, ama açıkça benim acı çekmemi ... zevkle izleyen ortağının aksine, ben bir sadist değilim. | Open Subtitles | قد تكون غير مُتفق مع أفعالى ، دانيال لكن أنا لست سادى ، على عكس صديقك والذى من الواضح يبدو سعيداً |
Harry, bence sen ödlek, kokuşmuş, sadist bir orospu çocuğusun. | Open Subtitles | هارى, اظنانكاصفر,عفن , سادى , ابن عاهره |
- Peki, ne düşünüyorsun Mick? - Tamam,.. Adam sadist. | Open Subtitles | (حسنا، تحدث معنا، (ميك - حسنا، نعم، انه سادى - |
Erkek cinsel bir sadist ve kadın da bir skofobilyak. | Open Subtitles | هو سادى جنسى و هى تحب المشاهدة |
Sadie genelde Frank'ten sonra yatar, ama program dışı ameliyatı yüzünden, aynı saatte yatacak. | Open Subtitles | "سادى" غالباً ما تذهب للنوم بعد "فرانكى" ولكن بسبب عمليتها الجراحية ستذهب للنوم فى نفس الميعاد |
Neden oyun oynamak için Sadie'lere gitmedin tatlım? | Open Subtitles | لمالمتذهبىإلى "سادى " من أجل موعد اللعب عزيزتى؟ |
Sadie, çocuk sahibi olmak istiyorsam çalışmalara hemen başlamam gerektiğini söyledi resmen. | Open Subtitles | سادى) اخبرتنى ان كنت اريد ان انجب) فيجب ان ابدا من الان |
Kız olursa Sadie ismini koymayı çok isterim. | Open Subtitles | لو كانت فتاة"مايكل"أحب أن أسميها"سادى" |
Sadie, bir keresinde mezuniyet gecesinde sıcak bir jakuzide 12 saat oturmuştum. | Open Subtitles | بالقدوم هنا اليوم (سادى) ذات مرة في حفلة تخرج الثانوية جلست بداخل جاكوزى ساخن جدا لمدة 12 ساعة |
Sen bir sadistsin. | Open Subtitles | لأنك سادى |