Belki yazdıkların için seni hapse yollayamam ama hırsız olduğun için yollayabilirim. | Open Subtitles | ربما لا أستطيع إرسالكِ للسجن لما كتبته، لكن أستطيع إرسالكِ لكونكِ سارقة. |
Tuhaf olduğunu kabul ediyorum, ama o bir hırsız değil. | Open Subtitles | روجر أنا أعترف انها مخادعة ولكنها ليست سارقة |
Ve şişko hırsızla jüpon giymiş şişko hırsız arasında fark var sanıyorsunuz! | Open Subtitles | الكل يتظاهر أن هناك فرق بين سارقة بدينة وسارقة بدينة |
Kilise penceresi hırsızı için arayış bittiğinde gelecekmiş. | Open Subtitles | ستزورك حالما يتوقّفون عن البحث عن سارقة نافذة الكنيسة |
Geçen yıl 86 yaşındaki bir hırsızı tam vücut kısıtlayıcısına bağladın. | Open Subtitles | السنة الماضية قيدت سارقة عجوز بعمر 86 سنةً تقيدًا كاملاً |
Seni işe aldığımda, nasıl küçük bir hırsız olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | عندما تركتك تدخلين لم يكن لدي فكرة كم انت سارقة صغيره |
Peki, bir hırsız ve yalancı olmanın dışında, nasılsın? | Open Subtitles | إذاً , ماذا كنت تفعلين غير أنك سارقة وكاذبة ؟ |
Gizemli kadınımız bir hırsız ve şimdi biz dışarıdayken, kendi dalaveremizi bize yapıyor . | Open Subtitles | أن هذه المرأة الغامضة هي سارقة , و بينما نحن الآن منشغلون تنفرد هي بممتلكاتنا و تعبث بها |
Bütün beyaz kadınlara hırsız olduğumu söyledi. | Open Subtitles | قالت لكل امرأة بيضاء في المدينة أني سارقة |
İşe başladığı gün hırsız olduğunu anladım. | Open Subtitles | علمت أنها كانت سارقة في اليوم الذي بدأت فيه. |
Mesela, bu kız kesinlikle hırsız olmalı... | Open Subtitles | مثل . انها تمامًا لابد وانها سارقة متاجر |
Gözümde artık bir sevgili adayı değil hırsız adayı oluverdi. Bu o! Tabutumu şuraya bıraksam olur mu? | Open Subtitles | لقد تحولتِ للتو من صديقة محتملة إلي سارقة الهوية إنه هو أوه |
Ben bir hırsız olabilirim ama zimmetime para geçirmem. | Open Subtitles | وربما اكون سارقة ولكني لست مختلسة كما تعلمين وذلك الرجل اطلق النار على نفسه |
Belki de kariyer değiştirip mücevher hırsızı olmalıyım. | Open Subtitles | ربما يجب أن أغيّر وظيفتي و أصبح سارقة مجوهرات |
Bu yunusa "atkı hırsızı" diyoruz, çünkü yıllar içinde yaklaşık olarak 12 tane atkımızı kaçırmışlığı var. | TED | ندعو هذه الدلفينة "سارقة الوشاح" فقد سرقت خلال سنواتٍ نحو 12 وشاحاً منَّا. |
Banka hırsızı bir oda arkadaşına ihtiyacın vardı. | Open Subtitles | كان ينقصك سارقة مصرف لتقيم معك |
Biliyorum tabi, ameliyat hırsızı. | Open Subtitles | أنتِمحقةأننياعرف, يا سارقة الجراحات |
Gündüz, herkesin gözünün önünde çalan kurnaz bir hırsızım. | Open Subtitles | أصبح واسعاً في ضوء النهار أمام كل الناس .سارقة |
- Yani hırsızsın. Bunu mu diyorsun? | Open Subtitles | به إخباري تودين ما أهذا ، إذاً سارقة أنتِ |
Teena Brandon. Docket 7-2-3-9-1. Araba hırsızlığı. | Open Subtitles | تينا براندون،القضية 72391,، سارقة السيارة الكبيرة |
Banka soyguncusu olduğunu mu? | Open Subtitles | أنها سارقة بنوك؟ |
Kurban soygun yapmakta olan bir hırsızdı. | Open Subtitles | الضحية كانت سارقة وكانت فى مُنتصف الطريق للسطو على المكان |
Bu, benim baş yapıtım. Sepet Yakalayıcı 2000. | Open Subtitles | إنّها قطعتي النادرة سارقة السلال 2000 |