Tabii sizin için sinek ağını çekmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | على الرغم من انى ساضطر ان اضع شبكة للباعوض من اجلك |
Eğer bilmem gereken şeyi bana söylemezsen, bir telefon görüşmesi yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا لم تقولي لي ما أحتاج لمعرفته ساضطر للقيام بإجراء إتصال |
Eğer almazsam sen sinirlenip bir pipet alacaksın ve ben de milk shake'imi seninle paylaşmak zorunda kalacağım ki bu konuda senle yarışamam. Yumurta akı ve kepekli tost. | Open Subtitles | ولهذا احضر دوما مخفوقين والا ساضطر لاحضار ماصة اخرى واشاركك مخفوقي وهذا سباق يستحيل ان اتغلب عليك به |
Aksi halde, bu işin üstüne gitmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | .وإلا ساضطر للذهاب لمن هو أعلى منك |
Mary bu tehdidi ortadan kaldıramayacaksa kendim yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | , ان كانت لا يمكن ان تتعامل مع تهديده ساضطر للتعامل معه بنفسي ... |
Aksi taktirde, numaranı engellemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | وإلّا ساضطر لحظر رقمك. |
O zaman arabanı almak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | - ساضطر لاخذها. - |