Onca suyun ağırlığı, altındaki buzu çatlattı ve inanılmaz bir güçle birkaç saat içinde kuruyup gitti. | Open Subtitles | وزن ذلك الماء مجتمعاً سحق الجليد أسفله وجفّت البحيرة في غضون ساعاتٍ قليلة بتأثير قوةٍ رهيبة |
Hayır, ama hızlı bir test alabiliriz herkesi binada kalan ve sonuçlar elde birkaç saat içinde. | Open Subtitles | لا, ,لكن يمكننا عملُ إختبارٍ سريع لكلِ من تبقى في المبنى ونحظى بالنتائجِ في خلالِ ساعاتٍ قليلة |
Bir kere öldüler mi, virüs birkaç saat içinde uyuşuk bir hâle geçecek. | Open Subtitles | وحالما يلقون حتفهم، فسيصبح الفيروس خاملاً في غضون ساعاتٍ قليلة |
Bu gece nöbetçiyim ama sakin bir gece olursa birkaç saat sonra tekrar buluşabiliriz. | Open Subtitles | إسمعي , أنا تحت الطلب , طوال الليل لكن لو يكُن العمل كثيراً , أعني يمكنني مقابلتك هُنا بعد ساعاتٍ قليلة |
birkaç saat sonra mesaim bitecek. | Open Subtitles | سيُسمح لي بالمغادرة خلال ساعاتٍ قليلة |
birkaç saat önce Almeida'nın yakalanmasına yardım etmesi için duruşmadan affı için bir ihzar emri yayınladık. | Open Subtitles | نعم سيدي، ذلك صحيح لقد اصدرنا مذكرة عفواً منذ ساعاتٍ قليلة مضت تعفوه من الاستجواب للحصول على مساعدته... |
Polis birkaç saat önce buraya bırakmış. | Open Subtitles | الشرطة اوصلتها هنا قـبل ساعاتٍ قليلة |
birkaç saat önce, boşandığı karısı kendi evinde adamın üzerine kayıtlı bir tabancayla öldürüldü. | Open Subtitles | فقد قُتلت زوجته المنفصلة عنه رميًا بالرصاص، منذ ساعاتٍ قليلة بمنزلها. "بسلاحٍ مسجَّل بإسمه." |
Tüm Dolgan köyü yalnızca birkaç saat içinde taşınabiliyor. | Open Subtitles | تستطيع قرية (دولغان) برمّتها التحرّك في غضون ساعاتٍ قليلة |
Bildiğin gibi Dennis Flynn Jr. tutuklandıktan birkaç saat sonra otobüse götürülürken bıçaklandı. | Open Subtitles | كما تعلم، بعد ساعاتٍ قليلة من إعتقالنا (دينيس فلين الابن)، |