Daha buraya gelmeleri birkaç saat alır. | Open Subtitles | سوف تستغرق ساعتين فقط لكي يصلوا إلى هنا فقط |
birkaç saat içinde döneceğim. Bir şey yapmalıyım. Bir şey. | Open Subtitles | سأعود خلال ساعتين فقط سأفعل شيء ما وأعود |
Sesleniş, törensiz yapılan Başkanlık Yemininden iki saat sonra gerçekleşti. | Open Subtitles | جاء بعد ساعتين فقط من تأدية يمين الرئاسة بشكل مفاجئ |
Aslında Bay Cromwell tutuklanmanızdan sadece iki saat sonra Kral eşyalarınızı alıp götürsün diye Hazine Sekreterini oraya gönderdi. | Open Subtitles | في الحقيقة يا سيد كرومويل أنه بعد ساعتين فقط من إلقاء القبض عليك قام الملك بإستدعاء أمين خزائنه الى هناك |
Bana iki saatlik izin verin. Sonrasında istediğinizi yaparım. | Open Subtitles | أعطني ساعتين فقط وبعدها سأفعل كل ما تريد. |
Ping nerede kaldı? Merak etme, gelir şimdi. Bak, iki saatimiz var sadece. | Open Subtitles | لا تقلق، سوف يصل، لدينا ساعتين فقط |
Clark, sadece iki saatini istedim! Meşgul sosyal yaşamını böldüğüm için özür dilerim. | Open Subtitles | طلبت منك ساعتين فقط آسفة لقطع برنامجك الاجتماعي المشحون |
birkaç saat içinde 450 $ kazanabileceğin bir iş biliyorum. | Open Subtitles | أعرف عملا يدر عليك 450 فى ساعتين فقط |
Cesedin üzerinde sadece birkaç saat çalıştım. | Open Subtitles | لقد أمضيت ساعتين فقط مع الجثة. |
Daha birkaç saat önce görüştük. | Open Subtitles | لقد رأيته منذ ساعتين فقط |
Sadece birkaç saat için. | Open Subtitles | لمدة ساعتين فقط |
Bize birkaç saat verin. | Open Subtitles | امنحونا ساعتين فقط |
- Şafağa sadece birkaç saat kaldı. | Open Subtitles | بقي ساعتين فقط حتّى الشروق |
Bir iki saat içinde dönerim. Çalışırken dikkatli ol tamam mı? | Open Subtitles | سأعود خلال حوالى ساعتين, فقط كن حذرا فى التعامل معها |
Yapma. Yorgunum. İki saat uyudum. | Open Subtitles | إننى متعبة ،نمت لمدة ساعتين فقط ،يجب أن أستحمّ |
İsteseydim bile, iki saat içinde olması lazımdı. | Open Subtitles | حتى لو اردت ذلك .. لن اقدر في ساعتين فقط |
Peki ya bunu sadece iki saat içinde yapabileceğimizi söyleseydik? | Open Subtitles | ماذا لو أخبرناكم أن باستطاعتنا فعلها الآن في ساعتين فقط! |
Burası güvenli ama... Pripyat'tta sadece iki saat kalacağız. | Open Subtitles | اّمنه جدا , سنقضي بـ بريبيات ساعتين فقط |
- Vaiz verecek adam gidecek çünkü sadece iki saat parasını verdik. | Open Subtitles | والشاب القسيس سوف يرحل - لأننا دفعنا له ثمن ساعتين فقط |
Öğrencilerimizin SAT sınavlarıyla meşgul olduklarının farkındayım o yüzden çoğunlukla iki saatlik ev ödevi veriyorum. | Open Subtitles | أدركت بأن صغارنا مشغولين بإختبارات الفصلية و كما هي القاعدة سأعطي ساعتين فقط لأجل الواجبات المنزلية |
Şafak sökene kadar iki saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا ساعتين فقط حتى الفجر. |
Ayıların sadece iki saatini almıştı. | Open Subtitles | الدببة حلت الأمر خلال ساعتين فقط |