"ساعد على" - Traduction Arabe en Turc

• yardım etti
• yardım ettiğini

Sonunda, Aenomenani'nin hastalığı, işlerin yoluna girmesine yardım etti.
في النهاية كان مرض الاينوميناني هو الذي ساعد على قلب زمام الأمور

Biri binlerce kişinin hayatını kurtarmaya yardım ederken diğeri milyonların öldürülmesine yardım etti.
رجل واحد كان المسؤول عن مساعدة وأنقاذ عشرات الاف من الارواح ورجل أخر ساعد على قتل الملايين

Anıtmezar ve Bilinmeyen Savaşçı gibi milli semboller insanların aklındaki bir çok soruyu cevaplandırmaya yardım etti, "Bütün bu acı nedendi?"
الرموز الوطنية مثل النـُصب التذكاري والجندي المجهول ساعد على إجابة السؤال في عقول العديد من الناس ، ماذا تعنى كلّ هذة المعاناة ؟

Bu Tarikat'ın, insanların ölüm korkusundan kurtulmalarına yardım ettiğini ve çok ilginç bir biçimde Hıristiyanlığa zemin hazırladığını biliyoruz.
نحن نعلم بأن النظام الديني ساعد على تحرر الناس من الخوف من الموت والأكثر اهمية, تجهيز العالم إلى المسيحية

Resim atölyesinde bildirileri çoğaltmaya yardım ettiğini biliyoruz.
نحن نعرف, أنه ساعد على نسخ المنشورات في الأستوديو

- Onun kaçırılmasına yardım ettiğini kabul etti. - Bunun için sonra yargılanacak.
(اعترف بأنه ساعد على خطف (تيلك - وسيلقى العقاب لذلك -

öldürmesine yardım etti tacizci babalarını öldüren iki çocuk serbest tecavüz
{\cHFF7600}ساعد على القتل {\cHFF7600}أطفال ساعدوا في مقتل والد مؤذٍ {\cHFF7600}إغتصاب

Yanlarında cüce gibi göründükleri ancak onlara yüz kızartıcı bir tutsaklığa düşen beyazların bu hâli Japonları yenilmez olduklarına ikna etmeye yardım etti.
أن مشهد الأسرى البيض وقد جعلهم ...الأسر يبدون كالأقزام جوار اليابانيين ... وهم يقتادوهم إلى ذل الأسر ... ساعد على أقناع اليابانيين...

Buraya yatmama o yardım etti.
لقد ساعد على إلتحاقي

Seni yakalamalarına yardım etti.
(باور)، يعمل لحسابهم لقد ساعد على اعتقالك

Torununu güvene almama Nick yardım etti.
"نيك" ساعد على إبقاء حفيدتكِ آمنة.

Igor onun iki kez hapishaneden kaçmasına yardım etti.
لكن (آيغور) ساعد على تهريبه من السجن مرتين

Bu onu doğrulamaya yardım etti.
هذا ساعد على تأكيد ذلك

Erkeğimi korumak için Big Fish'i öldürdü ayrıca erkeğim cesedi gömmesine yardım etti.
و لكنه أطلق على (بيج فيش) دفاعاً عن خليلي، الذي صادف أنه ساعد على دفن جثة (بيج فيش)

Ralph'ın bu bilgileri kartele ileten oyunun tasarımına yardım ettiğini düşünüyoruz.
قلقنا يكمن في أنّ (رالف) قد يكون ساعد على تصميم اللعبة التي أوصلت المعلومات للعصابة.