| Güzel bacaklarını size dolayıp sıkı sıkıya tutarken, size bakması sizin ona bakmanız. | Open Subtitles | عندما تلف ساقيها الجميلتين حولك بإحكام وتستمر بذلك, وتحدق إليك وأنت تحدق لها |
| Bence, Rose'a bacaklarını kapalı tutmasını öğretmek özel öğretmeni olarak senin görevin değil. | Open Subtitles | يبدو لي, ان تعليم روز كيف تجعل ساقيها مغلقتان لايندرج تحت مهامك كمعلمه |
| Orada, bu saldırıda bacaklarını kaybetmiş bir bayan daha var. | TED | وهناك أيضاً سيدة هناك فقدت ساقيها في ذلك الإنفجار. |
| Ve tam önümde, arabanın ön camında bacakları iki yana açtı. | Open Subtitles | و فتحت ساقيها على زجاجة السيارة أمامي مُباشرةً بدون لباسها الداخليّ. |
| Neredeyse yukarıdayken elimi bacaklarının arasına soktum. | Open Subtitles | عندما كانت تقريبا على السلمة العليا لصقت يدي فيما بين ساقيها من الخلف |
| Daha da söylemiş olabilir ama o sırada bacaklarına bakmakla meşguldüm. | Open Subtitles | ربما قالت أكثر من ذلك لكنني كنت مشغول بالنظر إلى ساقيها. |
| Küçükken annem trafik kazası geçirmişti. İki bacağını... - ...birden kaybetti. | Open Subtitles | حسناً، عندما كنتُ صغيراً، تعرّضت أمّي لحادث سيّارة وفقدت كلتا ساقيها |
| İkincisi bacaklarını ayırdığında, karbeyazı teni fesrenginden(koyu kırmızı) ziyade,vişne kırmızısına dönüşmüştü. | Open Subtitles | الثانية بسطت ساقيها وجسدها توهج باللون الأحمر المائل إلى الوردي |
| Kadın sadece bacaklarını açıyor... erkekte arasına sikini sokup duruyor... | Open Subtitles | النساء تفشخ ساقيها ليتمكن أولئك الرجال من لصق الديك الكبير في أكساسهن ويقذفون. |
| Ben de yine elimi bacaklarının arasına soktum o da bacaklarını kapattı. | Open Subtitles | وضعت يدي مابين ساقيها مرة أخرى أغلقت فخذيها عليها |
| Döndü, turuncu pantolonunu çıkardı, bacaklarını tamamen iki yana açtı ve bana: | Open Subtitles | إنقلبت وخلعت سروالها البرتقالي فتحت ساقيها على اتساعهما وقالت لي |
| O küçücük bacaklarını örten bir battaniye ile orada öylece yatmaktadır. | Open Subtitles | لقد كانت جالسة وبطانية تغطي ساقيها المرتعشتين |
| Herneyse. Sırtüstü yatar, bacaklarını açardı... | Open Subtitles | مهما يكن ، فقد انبطحت على بطنها ساقيها فتحت .. |
| Bunu bana yıkma tamam mı? bacaklarını yakın tutamayan olan sensin. | Open Subtitles | لا تلوميننى، أنت الذى لا يمكنك إغلاق ساقيها. |
| Mesela bir kızın burnundan hoşlanmamışsam bacakları beni hiç etkilemez. | Open Subtitles | على سبيل المثال، أعلم عندما لا يعجبني أنف فتاة ما، أو أنّ ساقيها لا تثيران انتباهي. |
| Hayır ahbap, karın o kadar heyecanlandı ki bacakları olur olmaz yerlere çarptı. | Open Subtitles | لقد اسمتعت زوجتك، لقد شبكت ساقيها بسرعة بعض الشيء. |
| Bana söylemek için 2 ay beklediğin ve ben o uzun bacakları ve güzelliğiyle karşıma çıktığı zaman... olan biteni anlamak zorunda kaldığım için, olanları ondan duyduğum için yeterli değil. | Open Subtitles | عندما أنتظرت شهرين لتخبرني وكان علي أن أعرف بظهورها ساقيها الجميلتين وتخبرني بنفسها أنت سحبت السداده |
| Her kadının kalbine bir delik vardır ve bacaklarının arasındaki delikle bağlantılıdır. | Open Subtitles | كل فتاة بها ثقب في قلبها وهو متصل للثقب بين ساقيها |
| Sonra yanına sokuldum ve kumu diğer koluna ve bacaklarına serpiştirdim. | TED | لذلك جلست بجانبها ووضعت الرمل على ذراعها الأخرى ثم ساقيها. |
| - Geçen gün bacağını gördüm. - Ve ne olduğunu gördük. | Open Subtitles | لقد لمحت ساقيها فقط في ذلك اليوم- و ماذا كانت النتيجة؟ |
| Ama bir kere yumurtadan çıktıklarında akciğerlerde kulağında ve Bacaklarındaki sinirlerde işe koyuldular. | Open Subtitles | لكن ما ان فقسوا تمكنت الديدان من العمل على رئتيها اذنها و الاعصاب في ساقيها |
| Erkekler kadinlardan tiras edilmis bacak ve koltukalti, alinmis kas ister. | Open Subtitles | الرجل يريد من المرأة أن تحلق ساقيها وابطيها وتحديد حاجبيها. |
| Neyse, her güzel gecenin ardından Ayaklarını okşamamı isterdi ve bana şarkılar söylerdi. | Open Subtitles | اذا ، كل صباح وبدون توقف كانت تجعلني افرك ساقيها الباردتين وهي كانت تغني لي بشكل جميل |
| Kemikleri bacaklarından fırladı ve havuz kanla doldu. | Open Subtitles | رأيت عظامها وكأنها تخرج من ساقيها وبركة مليئة بالدم |
| Ayrıca yatar şekilde tutulması veya konması gerektiği düşünmüşler, çünkü küçük ayakları kendi başına ayakta durması için yeterli değilmiş. | TED | كما أنهم افترضوا أنها من المقرر أن تكون في وضع استلقاء لأن ساقيها الصغيرتين لا تسمح لها بالوقوف. |
| 5 yaşındayken babası bir bacağının üstünden kamyonetle geçmiş | Open Subtitles | ولكنعندماكانتفيالخامسة.. والدها دهس أحد ساقيها بـ شاحنته |