"سام في" - Traduction Arabe en Turc

    • Sam'
        
    Sen, Sam'i bu şeyin içine koyduktan sonra varlığı... öldürdün. Open Subtitles أنت قتلت الكيان بعد أن وضعت سام في... في هذا
    Andrew, Sam'in buz pateni kasetini görmek ister misin? Open Subtitles أندرو, هل تود أن ترى شريط سام في التزحلق على الجليد؟
    Ama Sam'i görmüştün otelde ve karakolda. Open Subtitles لكنك رايتي سام في الفندق وفي مركز الشرطه
    Eğer ben, Daisy ve Sam'i içinde tabanca olan bir eve çağırdıysan bunun ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi, Eric? Open Subtitles لو أنت استضفتنا أنا, و ديزي, و سام في منزل به مسدس, انت تعلم ما معني هذا, إريك؟
    Sam arıyor. Ayrıca üç numarada bir hanım var. Open Subtitles سام في الخارج وهناك سيدة في الغرفة الثالثة
    Sam kampüste ilişkisini susturmak isteyebilecek eski profesörleri araştırıyor. Open Subtitles لذا سام في الحرم الجامعي الآن تبحث عن بروفيسور قديم الذي ربما يود أن يخفي علاقته الغرامية
    Huntington Nehri'nde balığa gitmiştik hani Sam teknedeyken, balığı yakalamıştım kancayı ağzından çıkarmamla... Open Subtitles أتذكرين ذلك اليوم في بحيرة هنتنقتون عندما كان سام في القارب، و أنا اصطدت السمكة و لكن سرعان ماسحبت الخف من فمها
    Aptalca bir şey yapmaya kalkarsan Sam'in cesedini bataklığa atıveririm. Open Subtitles لو حاولت فعل شئ سألقي بجثة سام في المستنقع
    Sam bir gün kendi avukatlık ofisini açacağını düşünüyordu. Open Subtitles راوي القصة: يعتقد سام في كثير من الأحيان أنه سيفتتح مكتب محاماة خاص به في يوما من الأيام
    Ellen R. San Diego'dan. Özel konuşma odasında Sam hakkında konuşmuş. Open Subtitles من سان دييغو,لقد تحدثت عن سام في غرفة محادثة خاصة
    Hayır, burada kalacağız. Sam hareket edecek durumda değil. Open Subtitles لا يجب أن نبقى هنا سام في حال لا تسمح له بالحراك
    Geçen gece Sam ile dışarıda dolaştığını duydum, Denise. Open Subtitles لقد سمعت بأنكِ قد خرجتِ مع سام في تلك الليلة , دينيس
    Adalet Bakanlığında Sam Amcama kötü adamları çivilemesi için yardım ettiğimi sanıyordum. Open Subtitles فقررتُ مساعدة العم سام في وزارة العدل للقبض على الأشخاص السيئين
    Sana Sam'i buraya getirmeyelim demiştim. Open Subtitles قلت لك كان ينبغي علينا ترك سام في المنزل
    Artık Sam hapiste olduğuna göre aramızdakilerin değişmesi gerek. Open Subtitles الآن بما أن سام في السجن الأمور يجب أن تتغير بيننا
    İyi haber ise Sam hapiste olduğu sürece etraflarında olmana gerek kalmayacak. Open Subtitles الخبر الجيد هو بوجود سام في السجن ليس عليكِ القلق بشأن التواجد قرب اي منهما لفترة من الوقت
    Tek bildiğim Sam'in hapisten bu derece kararlı bir şekilde kaçmasının tek bir nedeni olabilir. Open Subtitles كل ما اعرفه ان تهور سام في الخروج من السجن يمكن ان يكون لسبب وحيد
    Gizli iğnelerini alarak Sam'in küçük partisine katılırız. Open Subtitles وربما نستعير دبابيسهم السرية ونزور سام في حفله الصغير
    Sonra da, Sam'ın arabasını göle itekledi.. Open Subtitles ثم، وقال انه ربما ملقاة سيارة سام في بحيرة في المحجر.
    Linds, Sam'e kıyafet sıkıntısında yardımcı olabilir misin? Open Subtitles ليندز,، اتستطيعين مساعدة سام في مشكلته مع خزانة الملابس؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus