"سباحة" - Traduction Arabe en Turc

    • yüzmek
        
    • mayo
        
    • havuz
        
    • yüzerek
        
    • havuzu
        
    • yüzmeye
        
    • yüzücüsün
        
    • su
        
    • havuza
        
    • yüzüyor
        
    • yüzmesi
        
    • yüzücüydü
        
    • bikini
        
    • yüzdüm
        
    • yüzmeler
        
    Yüzeye geldiğimizde, sırtüstü yüzmek yok. Open Subtitles عندما نصل الى السطح، لا سباحة على الظهر؟
    Bir kez daha mı yüzmek istiyorsunuz? Open Subtitles , ماذا تريدون أن تفعلوا؟ تأخذوا جولة سباحة أخرى؟
    Bu yaramaz oğlan mayo getirmemiş. Open Subtitles هذا الولدِ الشقيِ لَمْ يَجْلبُ كسوة سباحة.
    Ayrılmış bir havuz. Köpekbalıkları için, başka bir şey olamaz. Open Subtitles . حمام سباحة منعزل لأسماك قرش صغيرة . تحرك قليلاً
    Hey, bu kanalı en son yüzerek geçtiğimde senin yaşındaydım. Open Subtitles وآخر مرة قطعت هذا المجرى سباحة كنت في مثل سنك
    Daha sonra dişi onu terk eder ama her sabah senkronize bir şekilde yüzmek için geri döner ve böylece aralarındaki bağın daimi olmasını sağlar. Open Subtitles تتركه بعدها الأنثى لكنها , تعود كل صباح لتدور معه في سباحة متناسقة وتتأكد من الحفاظ على أواصر ارتباطهم
    'Çıplak yüzmek"ten kastın mayosun yüzmekse böyle bir şey hiç olmadı. Open Subtitles حسناً، إن كنتِ تقصدين بالسباحة عارياً فهي لم يكن لديها بدلة سباحة مطلقاً إذن لم يحدث هذا مطلقاً
    Meselelerden arınmak için gece vakti yüzmek gibisi yoktur. Open Subtitles لا شيء مثل سباحة منتصف الليل لتزيلي عنك كل المشاكل
    Sana bir mayo vermekten ziyadesiyle memnun olurdum, fakat, uh, bana atletik bir tip gibi görünmüyorsun. Open Subtitles سأكون أكثر من سعيد لو منحتك بدلة سباحة لكنك لا تبدوا لي النوع الرياضي
    Eğer ona kötü bir şey olursa, iç çamaşırı yerine mayo giymesinin vakti gelmiştir. Open Subtitles لو تحوّل لشخص سيء فهو بسبب جعلك إياه يلبس سروال سباحة بدلاً من سروال داخلي
    Gençliğinde bunun gibi mayo giyer ve yüzerdi. Open Subtitles كانت معتادة على ارتداء ملابس سباحة كهذه عندما كانت صغيرة
    - Şimdi hallederim. - Halletmen lazım, havuz görevlisi sensin. Open Subtitles ـ سأسوى أمرها لأجلك ـ هذا عملك كمدير حوض سباحة
    Bilirsin, manzaralı, güzel bir otel odası, belki bir havuz. Open Subtitles ، بعض غرفة الفندق اللطيفة ومنظر جميل، لربّما حمام سباحة.
    Boş ver vapurdan atlayıp yüzerek anneme dönmeyi. Open Subtitles وليس قفزك من الباخرة ,وعودتك سباحة إلى أمي
    Boş ver vapurdan atlayıp yüzerek anneme dönmeyi. Open Subtitles وليس قفزك من الباخرة ,وعودتك سباحة إلى أمي
    Yüzme havuzu ve tam donanımlı okalüptüs havlular ile jimnastik salonu. Open Subtitles بركة سباحة للتدريب وساخرا بالكامل صالة الألعاب الرياضية مع المناشف الكافور
    Ben yüzmeye gidiyorum. Burası havasız geliyor bana. Open Subtitles فى الحقيقة كنت أفكر بأخذه فى رحلة سباحة قصيرة سيصبح نوعا قريبا لى هنا
    Şey... çok iyi bir yüzücüsün. Open Subtitles حسنا. انتى سباحة ماهرة اشهد لكى بذلك. هل استعدت الطاقة؟
    su damlacıklarını ve yüzen ayıların hareketlerini yakaladığımı ve sevimli yavruların annelerini takip ettiğini çok net hatırlıyorum. TED أتذكر بوضوح التقاط قطرات الماء وتحركها أثناء سباحة الدببة والصغار اللطفاء يتبعون أمهاتهم.
    O dadan çıkıyorsunuz ve erimiş kardan adamların oluşturduğu bir havuza geliyorsunuz. Open Subtitles أنت غادرت الغرفة ووجدت نفسك أمام حوض سباحة مليء برجال الثلج المنصهرين
    Gerçekten çok iyi yüzüyor ve çok yükseğe zıplayabiliyor. Open Subtitles إنها سباحة جيدة وتستطيع القفز عاليا أيضا
    Eminim kız arkadaşın Karen geceyarısı yüzmesi için arıyordur. Open Subtitles أنا واثقة بأنها رفيقتك كارن تهاتفك لتدعوك إلى سباحة في منتصف الليل
    Senin aksine uzun, sarışın birisi ve eskiden Olimpik bir yüzücüydü. Open Subtitles وعلى عكسكِ، فهي طويلة وشقراء وكانت سباحة أوليمبية
    Bu-- bu tablo için, 8 saatimi bikini ile bir kayanın üzerinde harcadım. Open Subtitles هذه.. قضيت ثمان ساعات على صخرة بثوب سباحة بيكيني لأجل هذه اللوحة
    yüzdüm, yüzdüm ve özgürlüğümü kazandım.* Open Subtitles لذلك سبحت بطريقتي الخاصة وحصلت على قطعة أرض وبركة سباحة
    yüzmeler, hareketler, savurmalar arttı ve kız paniğe kapılmaya başladı. Open Subtitles كان هُناك سباحة أكثر، نشاط أكثر، تخبُّط أكثر و هي بدأت تُصاب بالذُعر.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus