Evet ama bu yeterli bir sebep değil. | Open Subtitles | نعم، لكن ليس ذلك سبباً كافياً للقيام بذلك |
Ve bir milyonun %10 u mekanı dağıtmak için yeterli bir sebep olur. | Open Subtitles | و 10 ? من مليون سيكون سبباً كافياً لتمزيق المكان |
Ama eğer bu ayrılman için yeterli bir sebep değilse, benim de kalmak için bir sebebim yok demektir. | Open Subtitles | وإذا لم يكن هذا سبباً كافياً لترحلي عن هذا المكان فليس هناك ما أظل هنا من أجله |
Insan dondurmak için yeterince iyi bir neden değildir Piper,. | Open Subtitles | بايبر ، هذا ليس سبباً كافياً ! لتجمّدي الناس |
Çünkü Scipio öyle diyor, yosa bu sizin için yeterince iyi bir neden değil mi? | Open Subtitles | لان "سكيب" قال هذا ، اليس هذا سبباً كافياً بالنسبه لك |
Gitmesine müsaade etmek için yeterli bir sebep değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا سبباً كافياً لتتركها في حال سبيلها؟ |
Bu yardım etmek için yeterli bir sebep değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا سبباً كافياً للمساعدة؟ |
Bu pek yeterli bir sebep değil. Hatta bir sebep bile değil. | Open Subtitles | هذا ليس سبباً كافياً هذا ليس سبباً |
Leonard Bailey'e sırtımızı dönmemiz için yeterli bir sebep değil. | Open Subtitles | لا أكترث، ليس سبباً كافياً لنتخلى عن (ليونارد بايلي) |